KARIM BUĞDA, MEHMET BEYİN METRESİ

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KARIM BUĞDA, MEHMET BEYİN METRESİ

Mehmet beyle bütçemizin çok üstünde bir barda tanışmıştık. O gece barın özel bir parti için kapalı olduğunu öğrenince üzülmüş kapıdaki adamı ikna edip girmeye çalışıyorduk. Yanımızda beliren iyi giyimli orta yaşlı bir adam görevliye, “Onlar benimle beraberler” deyince, adamın elindeki listeye bile bakmadan yana çekildi. Birlikte içeri giriverdik. Çok sevinmiştik. İltimaslı bir durumda olmak da çok hoşumuza gitmişti. Buğda’yla bir birimize bakıp gülüyorduk. Buğda da varlıklı bir ortamda oldukca şımarık büyümüştü. Dört yıl önce babasının iflasından sonra ki hayatına hala alışamamıştı. O zengin rahat hayatı doğal hakkı olarak görüyordu. Ben de Buğda’nın hakettiği hayatı yaşamasını istiyordum. Onun için
buraya girmiş olmak bizi özellikle mutlu etmişti.

Kalabalığın çok seçkin olduğu belliydi. Çok şık giyinmiş bir kadın bize doğru koşarak geldi. “AAA! Mehmet’ciğim iyiki geldin” diye sarılıp öptü. “Melek yok mu?”
“O Londra da”
Sonra da bize dönüp, “Bunlar benim yeni arkadaşlarım” dedi gülerek. Kapı daki olayı kısaca anlattı. “Çok iyi yapmışsın. Böyle tatlı gençleri her zaman aramızda görmek isteriz. ” Görünümüşümüzün diğer konuklardan aşağıda kalmadığını farkettim. Gülümseyerek elimizi uzattık “Ben Kerem” dedim. Karım da ” Ben Buğda” dedi. Mehmet bey ve parti sahibi Pervin hanım kendilerini tanıttılar. El sıkıştık. Parti yayına yeni başlayan bir dergini tanıtımı içindi. Pervin hanim “Pardon, Ben birazdan gelecegim” deyip ayrıldı.

Mehmet beyle sohbete başladık. Eski bir istanbul ailesinden geldiği belliydi. Yakışıklı degildi ama başka bir çekiciliği vardı. İçkiler içildikce samimiyet artıyor ama ilişkinin dengesi hiç değişmiyordu. Biz ona hep Mehmet bey diyorduk oda bize Buğra ve Kerem. 45 Yaşıda ve Evli olduğunu bizim yaşlarımızda bir oğluyla bir kızının olduğunu öğrendik. Biz de ona üniversiteyi bitirir bitirmez evlendiğimizi ve şimdi iki yıllık evli olduğumuzu söyledik. Anlattığı hikayelerde çapkınlığı konusunda hiç çekingen degildi. Ama direkt olarak da Buğra ya asılmıyordu. Sakin ve ağır tavrı ona gittikce daha çok saygı duymamızı sağlıyordu. Karım bu tür erkeklere her zaman ilgi duyardı. Mehmet beyin esprilerine gittikçe daha çok gülüyor anlattığı hikayelere gereğinden fazla olumlu tepki gösteriyordu. Her halinden onu etkilemeye çalıştığı belliydi. Mehmet bey garsona içkilerimizi söylerken, bize gösterdiği ilginin benim de hoşuma gittiğini hissettim.

Pervin hanım birazdan geri gelip onu bir kaç kişiyle tanıştırmak istediğini söyledi. Bize “Siz keyfinize bakın ben biraz ayrılacağım” dedi. Yakınımızdaki bir gurupa götürdü onu Pervin hanım. Onlar konuşurken uzaktan seyretmeye başladık. Herkez ne kadar saygı gösteriyor ,önem veriyordu. “Ne kadar etkileyici biri” dedi karım gözlerini ona dikmiş, ” Deli gibi İstiyorum onu.” O anda artık benim engelleyebileceğim bir şey olmadığını biliyordum. Kıvırtarak benden uzaklaştı. Danseden kalabalığın arasına karıştı.

Herkezin işgisini çekmesi vakit almadı. Buğda’nın üstündeki mavi dar mini elbise sütun gibi bacaklarını cömertce sergiliyordu. Etrafta başka çekici kızlar olmasına rağmen bütün erkeklerin ilgisi ondaydı. Dans ederken İnce kumaşın altında titreyen diri göğüslerinin sütyensiz olduğu belliydi. Etrafındaki erkeklerin sayısı kısa zamanda üç olmuştu. Uzun düz sarı saçları dağılırken ışıkta parlıyordu. Yuvarlacık çıkık poposu her salınışında başka bir güzel görünüyordu. Buğda etrafındaki erkeklere pas verirken ara sira da Mehmet beye çapkın bakışlar atıyordu. İstediğinin Mehmet bey olduğu aşikardı. Mehmet bey bir sure sonra icinde oldugu guruptan ayrilip yanima geldi. Benimle beraber karimi seyretmeye basladi. Bana dönüp “Karın tam bir felaket ” dedi kendinden emin bir gülümsemeyle. Çocukca bir sevinçle gülümseyerek “Teşekkür ederim. Öyledir” dedim. Sevincimin karımın istediği oluyor diye miydi yoksa benim de saygı duyduğum biri ondan hoşlandı diye mi bilemedim.

15-20 dakika sonra Mehmet bey Buğda’ya eliyle gel işareti yaptı. Buğda dansetmeye devam ederek diğer erkeklerin arasından süzülüp yanımıza geldi. “Ne kadar güzel dans ediyorsun sen bakiim” dedi.
“Ederim. Özellikle hoşuma giden bir erkeğin önünde olursam”
“Hangisinin?” Diye sordu Mehmet bey sanki anlamamış gibi.
Buğda elini uzatıp Mehmet beyin elini tuttu. Gözlerinin içine bakarak “Sizin” dedi. Mehmet bey bildiğini karımın agzından duymaktan mutlu, gülümsedi. Ne benden ne de etraftakilerden çekinmiyor gibiydiler. Buğra artık konuşurken ona dokunuyor, gözlerinin içine bakıyor, genç kız gülücükleri ile süslüyordu sözlerini. Bu hale geldiğinde karımın karşısındaki erkeğe teslim olduğunu biliyordum. Bu yaşlı kurtun bunu benden çok daha iyi bildiğinden hiç şüphem yoktu. Arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir yaşıtı bir erkek yaklaşıp “Nasılsın ?” Diyene kadar bir birlerine kur yapmaya devam etiler. Mehmet bey arkadaşını başından çabuk savmasini bildi. Karimin elinden tutup “Gelin daha sakin bir yere gidelim ” dedi.

Mehmet bey Buğra’yla el ele, ben de yanlarında dışarıya çıktık. Hemen arabası geldi. Son model siyah bir Mersedesti. Şöför kapıyı açtı. Mehmet bey Bugra’yı nazikce arabaya bindirdi. Kendisi bindi. Ben de arkalarından binmeye yeltendim şöför kibarca beni ön koltuğa yöneltti “Burada daha rahat edersiniz beyfendi” dedi. Biraz bozuk “Ha, tabii” dedim. Ön koltuğa oturdum. Araba yeni deri kokuyordu. Şöför kapımı kapattı. Kendisi de bindi. “Villaya mı beyfendi?” Diye sordu. Evet cevabını alırken hareket etmiştik bile. Arabanın sessizline rağmen Mehmet beyin sesini duyuyor ama çoğu zaman ne dediğini anlamıyordum. Karımın ara sıra evet hayır dediğini ve gülüşlerini duyuyordum. Sesleri kesildiğinde öpüştüklerini anlıyordum. Yol fazla sürmedi. 15 dakika sonra Demir bir kapıdan girip güzel bir evin önünde durduk. Şöför hemen inip arka kapıyı açtı önce Mehmet bey indi elini uzattı Buğra’nın inmesine yardım etti. Ben de kendim çıktım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bekçi olduğunu tahmin ettiğim bir adam evin yan tarafından koşarak geldi. “Hoş geldiniz Mehmet bey” dedi kapıyı açtı. Mehmet bey Buğda’nın beline sarılıp içeri girdiler. Ben de arkalarından girmeye yeltenirken. “Seni ben sonra çağıracağım. Şimdilik burada bekle” dedi. Bir şey söylemeden durdum arkalarından baktım. Kapı kapandı.

Şimdi geriye dönmem gerekiyordu ama şöförle yüz yüze gelecegimi düşünerek utandım. Onun da bekleyeceği belliydi. “Gel koçum arabada otur” diyen sesiyle kendime geldim. Artık bana bey efendi demiyordu. Patronu yoktu ortalıkta. Bu duruma aşina olçuğu bes belliydi. Pek fazla göz göze gelmemeye çalışarak arabaya girdim. Onunla muhattab olmak istemiyordum. Sessizliği o bozdu. “Yenge de pek hoşmuş” dedi. ” karın mı?” İsteksizce “Evet” dedim. “Mehmet bey böyle ufak tefek genç kızlara bayılır. Çoğu zaman böylelerleri çıkmıyor. Onun için keyifli görünüyor bu akşam. ” dedi kendisinin de hoşuna gitmişti sanki. “Zor geliyor mu sana? Diye sordu. Sesinde samimiyet ve sıcaklık vardı. Biraz daha yakın hissettim kendimi ona . Birinin yakınlığına ihtiyacım vardı açıkcası. ” Eh, tabii ağır geliyor” dedim. Babacan bir gülüşle “Alıştırsın oğlum zevk de alırsın. Sen öyle birine benziyorsun. Buraya gelinceye kadar ağzını açıp bir şey diyemediğine göre” dedi ayni gülümsemeyle. “Mehmet bey senin hatundan hoşlanırsa senin de ihya eder. ” zaten o utanç verici zevki aldığımı ona itiraf edemedim” ama anlamış olacak ki, “Sessiz olursan seni onları duyabileceğimiz yere götürürüm. ” dedi, ” Peki” dedim uysalca.

Eliyle gel işareti yaparak yürümeye başladı. Arkasına takıldım. Evin arkasına doğru yürüdük. Etrafta başka bir ev olmadığı için sessizliğin içinde karımın haykırmaları duyulmaya başladı. Hafif bir ışığın geldiği ikinci kattaki pencerenin altındaydık. Ne çabuk başlamışlardı. Nasıl hemen karım böyle bas bas bağırır hale gelmişti. Sikimin kalktığını hissettim. Şöförün de eli de apış arasına gitmişti. Pantolonunun içinde aletini düzeltti. Sessizce “Üff, lan orospu iyi bağırıyor” dedi. Yarağını pantolonunun üstünden avuclayıp oynamaya başladı. Gayri ihyiyari bende aynı şeyi yaptığımı farkettim. O daha fazla beklemedi pantolonunun kemerini çözdü donuyla birlikte aşağı indirdi. Dışarı çıkan yarağına asılmaya başladı. Artık kendimi engelleyemiyordum ben de aynisini yaptım. Asılmaya başladım. Neredeyse hiç tanımadığım bu adamla yan yana pencerenn altında karımın sikilirken çıkardığı seslere 31 çekiyordum.

Şöför kulağıma yaklaşıp, “Acele etme” dedi “Mehmet bey uzun uzun siker gelmeden” bir şey söylemeden başımı salladım. Kulaklarım da karımın çığlığı ve vücutlarının bir birine çarpmasının sesi, kendimden geçiyordum. Birazdan Buğda’nın haykırmaları arttı. “MEHMET’İM ! ERKEĞİMMM! SİK BENİİİİİİ! ” diye bağırdı. Artık sadece çığlık atıyordu. Geliyordu. Bir kaç dakika sürdü gelmesi. Onun böyle kendini kaybetmiş bir halde boşadığını hiç duymamıştım. Mehmet bey “Amına koduğumun küçük orospusu” diye soluya soluya vuruyordu karıma. “Daracıksın amcık beni de getireceksin” dedi. Hemen ardından kendisin de böğürürcesine sesler çıkartarak boşaldı. Sesleri duruldu. Şöför hızla pantolonunu toparlaya başladı. “Hassiktir orospu çabuk getirdi” dedi “Toparlann gitmemiz lazım hemen.” paniğini anlamadım ama ben de telaşlandım. Pantolunumu çektim aceleyle. Sessizce kaçtık.

Evin önüne geldiğimizde “Mehmet bey asla bu kadar çabuk gelmezdi. Senin karının muamelesi çok iyi olmalı” dedi. “Bir şey istemek için telefon eder bazan onun için korktum. Pencerenin altındayken benim telefon çalsaydı boku yemiştim.” Mehmet beyden telefon gelecek diye bekleyerek bir daha arkaya gitmedik. İki saate yakın konuştuk. Adı Kemal miş. babası da mehmet beyin babası için c
Çalışmış. Onun için çok güvenirmiş kendisine. Ben de kendimden bahsettim. Karımın erkeklerden ne kadar hoşlandığını ve benim bunu bilerek evlendiğimi anlattım. Aklı almadı ama dinlerken eğlendiğini hissettim. Benden dört beş yaş daha büyüktü. Bekardı. Şimdi gönlünü eğlendiriyordu. Ama temiz bakire bir kız bulup evlenmeye niyetliyi. “Ben namusuma düşkünüm” dedi “Karı dediğin evinin erkeğinin kadını olur. Bir erkeğe yan gözle baksın öldürürüm valla. Mehmet bey de öyle dir bakma önüne gelene kayar ama karısının yeri başkadır. “ Sen de biraz karına sahip çık diyeceğim ama geç kaldın galiba “. Deyip gülmeye başladı. “Senin karı mal canım. Sen ona sahip çıkamazsın zaten. O yolun yolcusu o. ” ben sadece dinliyordum.

Sonunda Kemal’in telefonu çaldı. Hemen açtı. “Tabii Mehmet bey” dedi bir kaç defa daha “Tabii… Tabii” dedi. Bana dönüp “Gel bakalım ” deyip kapıya doğru yürdü. İçeriye girdik. Gösterişli bir antrenin ardından loş aydınlatılmış büyük ve etkileyici salona girdik. Zenginlik evin her köşesinde hissediliyordu. Modern, beyaz ağırlıklı dekorasyon çok hoşuma gitmişti. Merdivenin ardındaki bölümü göstererek, “Bak burası bar ” dedi. İçkileri, bardakların yerlerini gösterdi. “Ben bir şey istemiyorum” dedim. Güldü. “Senin için değil, salak.” dedi. “Mehmet bey istediği zaman götüreceksin.” Düşünemediğim için kendime kızdım. Mutfağı ve diğer yerleri gösterdikten sonra Üst kata çıktık. Heyecanlanmaya başlamışım. Yanlarına gidiyorduk galiba. Nasıl davranacaktım? Ne yapacaktım. Nasıl konuşacaktım? Ağzım kurumuştu heyecandan. Holün sonunda hafif ışık gelen odaya yaklaştıkça kalbim yeniden çıkaracak gibiydi. Kemal öksürerek geldiğimizi belli etti. İçeriden “Gelin gelin! ” diyen Mehmet beyin sesini duyduk. O önde ben arkada içeri girdik. Kocaman yatak odasının ortasında onunla orantılı büyüklükte bir yatak vardı. Odanın içide yoğun bir seks kokusu vardı. Yarı oturmuş vaziyetteki Mehmet beyin göğsüne başını dayamış olan karım çok mutlu görünüyordu. Narin elleri onun kıllı göğsünü okşuyordu. İkisi de gögüslerinin üstüne kadar örtülüydü. Herhalde biz gelmeden örtmüşlerdi üstlerini. Saçı başı dağınıktı karımın. Dudaklarında ruj kalmamıştı Bana bakıp gülümsedi. Mehmet beye ayıp olmasın diye karşılık veremedim. Mehmet bey bir koluyla Buğda’ya sarılmıştı. Dığeriyle onu. Omuzunu okşuyordu. Muhabbetlerini kesmiş gibi suçluluk duydum ama kendisi çağırmıştı bizi. Kendinden emin ama artık daha sevecen sesiyle “Kemal sana her şeyin yerini gösterdi mi ? ” dedi. “Evet, Mehmet bey.” Dedim. ” Hadi bakalım o zaman bana bir buzlu Jack Daniel getir” Dedi. Buğda’ya dönüp soracaktı ki ” Buğda’ ya da aynisinden getir. ” dedi. Ona döndü ” Seni istediğim gibi yeniden yaratacağım” dedi gülümseyerek. Karım da kıkırdayarak kıllı göğsüne öpücük kondurdu. “Ben bilmem. Beyim bilir” dedi. Mehmet bey bana dönüp “Hadi bakalım git getir şimdi” dedi. Kemal’e “Kerem içkileri hazırlayıncaya kadar bekle bir yanlış yapmasın sonra evine gidebilirsin” dedi. Kemal ” Tabii Mehmet bey” dedi. İkimiz tam odadan çıkıyorduk ki arkamızdan, ” Dur bak seninle biraz oyun oynayalım. Aşağıda soyun üstüne de Buğda’nın kilotunu giy. Öyle gel” diye bağırdı. Etrafa bakınıp kilotu aradı. Bulamayınca. “Durmayın orada! Arasınıza!” diye kızdı. Kemal’le ben yatağın etrafında dolaşıp Buğda’nın kilotunu aramaya başladık. Sonunda Kemal yatağın dibinde buldu. “Buldum mehmet bey” dedi. Beraberce odadan çıktık.

Aşağıya ininceye kadar Kemal karımın kilotunu koklayıp durdu ” Of çok güzel kokuyor yaa! Hala sırıl sıksam” deyip duruyordu. Aşağıdaki bara indiğimizde Kemal ” Hadi giy bakalım karının kilotunu” dedi “Sen gittikten sonra” dedim. Ama israrlarının sonunda daha fazla karşı koyamadım. Kemal şu anda bana burada destek olabilecek tek kişiydi. Soyunmaya başladım. Gömleğimi, Pantolonumu, kilotumu, çoraplarımı tek tek çıkardım. Çırılçıplak çıplak Kemal’in önünde duruyordum. Sikim hala kalkıktı. “Ver de giyeyim bari ” dedim. “Dur bekle ” dedi. Kemerini çözdü. Pantolonunun önünü açtı. Yarağını çıkarttı. Karımın kilotuna sürtmeye başladı. Dışarıda azıp da gelememeni acısını çıkartacaktı belliki. Ara sıra da bana bakarak “Oh kerem karın tam sikilecek bi karı. Tam bi orospu” diye fısıldıya fısıldıya 31 çekmeye başladı. Çok sürmeden karımın kilotuna fışkırttı. ” Ooooohhh! ” çekti. Vıcık vıcık kilotu ellime verdi ve pantolonunun toplamaya başladı. Gülerek”Giy hadi” dedi. Öylece durdum. “Giyesen lan! hadi!” dedi. Tek ayağımla mermer zemin üstünde dengemi sağlayarak bir bacağımı geçirdim. Sonra da ötekini. Kilotu belime kadar çektiğimde Kemal’in dölü sikime, taşaklarıma bulaştı. Bu nedense sikimin daha da kalkmasına neden oldu. Kemal’in bunu farketmesi ihtimalinden rahatsız oldum. Sikimin ucu karımın kilotunundan dışarı taşıyordu. Arkasındaki ip ise popumun arasına girmişti. Kemal’in karşısında gerçekten utandığımı farkettim. O ise bana bakıp eğleniyordu. “Dön şöyle bir de arkada bakayım” dedi. Gayri ihtıyari dediğini yaptım. “Ohh ! Yavrum göte bak!” deyip kıçıma bir şaplak attı. Hafıfce yana kaçtım. “Hadi içkileri götür gecikmeden. Kızacak Mehmet bey sana ” dedi. Haklıydı. Ellerim titreyerek bardaklara wiskiyi döktüm buzlarını koydum. Bardakları Kemal’in verdiği tepsiye yerleştirdim Ona bir bir şey demeden arkamı dönüp serin mermerin üstünde yürümeye başladım. Arkamdan hala baktığını biliyordum.

Merdiveni çıkarken kilotun sürtünmesiyle Kemal’in dölü iyice bulaşıyordu. Hole geldiğimde kalbim tekrar hızlı hızlı çarpmaya başladı. Odalarına yaklaşıyordum. İçerden seslerini duymaya başladım. Seks sesleri değildi. Konuşuyorlardı. Odanın kapısına geldiğimde durdum onların odasına giriyordum izin almam gerektiğini düşündüm. Beni hemen farkettikler. Mehmet bey ” Gel Kerem ‘ciğim” dedi. Geç kaldığımı farketmediği için sevindim.
Yanlarına gittim tepsiyi uzattım ama Mehmet bey kendi eline daha yakın olduğumu farketti ve “önce bayanlara sunulur” dedi. Haklısınız özür dilerim deyip tepsiyi karıma uzattım. Bardağı alırken “Çok yakışmış kilotum ” dedi, sevimli bir tavırla. Ardından Mehmet bey aldı içkisini. Bardaklarını tokuşturup birer yudum aldılar.

Mehmet bey bana sandalye çekip yatağın yanına oturmamı söyledi. Dediğini yaptım. Yatakta biraz daha doğruldular. Artık biz bize olduğumuz için üstlerini örtmeye çalışmıyorlardı. Karımın güzel göğüsleri ortaya çıkmıştı bile. Onlara bakmak istiyor ama Mehmet Bey’den çekiniyordum. Mehmet bey, Kerem’ciğim diye söze başladı. Karımdan çok hoşlandığını, metresi olmasını istediğini, karımın da bunu severek kabul ettiğini söyledi. Bana sormadan kabul ettiği için karıma kızmama rağmen karımın bu güçlü, zengin erkeğin metresi olacağı düşüncesi hoşuma gitmişti. Bir yandan da bunun hayatımızı nasıl değiştireceğini, ne zorlukları olacağını bilemediğim için korkuyordum. Yine de olumsuz bir şey demeye cesaret edemedim. “Siz nasıl uygun bulursanız ” dedim. Karım duygularımı biraz farketmiş olmalı ki ” Güzelim , ben senin karın olarak kalacağım. Çekineceğin bir şey yok. Sadece Mehmet beyin de kadını olacağım. Tabii o bazan seninle olamayacağım ama onun karşılığında lüks rahat bir hayatımız olacak. ” dedi. Mehmet bey, “Pipinin haline bakılırsa hoşuna da gidiyor zaten. ” deyip güldü. Karımın pembe kilotundan fırlamış sikimle orada öyle oturmuş başımı sallayarak dediklerini onaylıyordum.

Birazdan Buğda, “Aaaaa! Bu kocaman olmuş yine!” Diye kıkırdadı. Eliyle onu kavradığını anladım. Mehmet bey benimle konuşmasını cümle ortasında kesip Buğda’ya döndü. “Bebeğim sana doymuyor o” dedikten sonra karımın dudaklarına yumuldu. Bir yandan da eliyle memesini avuclamaya başladı. Üstlerindeki ince örtü hareketleri arttıkça açılıyordu. Karımın güzel vücudu tamamiyle ortaya çıkmıştı. Mehmet bey de üstünü örten son kısmını ittirerek üzerinden attı. İlk defa vücudunun ne kadar kıllı olduğunu gördüm. Yarağı çok heybetliydi. Kalın uzun ve kapkaraydı. Damarlarını görebiliyordum oturduğum yerden. Kıllı iri taşakları da kapkarydı. Karımın narin eli sım sıkı kavramıştı gövdesini adeta kaçmasından korkar gibi. Az sonra Mehmet bey karımı altına aldı. Buğda bacaklarını aralayıp dizlerini kaldırdı. Mehmet bey eliyle yarağını tutup karımın amına dayadı dudaklarını dudaklarından ayırıp gözlerinin içine baka baka ittiremeye başladı. Karımın yüzünde bir gerginlik oldu. Saatlerce girip çıkmasına rağmen hala büyük geldiği belliydi. Karım İçine tamamiyle alır almaz bir “Ohh!” Çekti ardından bacaklarını kaldırıp iki yandan erkeğinin beline doladı kırmızı ojeli küçük güzel ayaklarını bir birine dolayıp kilitledi. “Seninim erkeğim ! Seninim! Kökle dibine kadar” diye soludu arzuyla.

Mehmet bey zaten bekleyecek değildi. Kıllı poposunun karımın bacakları arasına doğru alçaldığını seyrederken içim cız etti. Aldığım bu zevke rağmen kıskançlık ve burukluk duygusu güçlüyü. Karımın aldığı zevki tekrar tekrar isteyeceğini ona bağlanacağını biliyordum. Mehmet beyin kasıkaları aşağı yukarı hareket etmeye başladığında bu düşünceleri unutup önümde gerçekleşen muhteşem çiftleşmeye Konsantre oluvermiştim. Yumuşak başlayan hareketler gittikçe daha sert ve acımasız oluyordu. Adeta Buğda’ya acı vermek ister gibi sikiyordu artık. Buğda onun altında zangır zangır sarsılıyor, nefes nefese inliyordu. Kırmızı ojeli küçük ayakları Mehmet beyin kıllı poposunun üstünde fırtınada sallanan yapraklar gibiydi. O kocaman yaragın biricik aşkımın amına girip çıkmasını kıpırdamadan seyrediyorum. Adeta büyülenmiştim. Kolları yettiğince ona sım sıkı sarılıyor dişlerini sıkarak altında debeleniyordu. Başını iki yana sallayarak haykırmaya başladığında geldiğini anladım. Ama duramıyordu. Mehmet bey de durmuyordu. Karım, “Yeter ! Yeter! ” diye yalvarmaya başladı. Mehmet bey daha gelmemişti. Dakikalarca daha hayvan gibi sokup çıkardı. Karım tekrar deliler gibi bağırmaya başladı. Yine geliyordu. Vücutların birbirine çarpma sesine Mehmet beyin küfürleri eşlik etmeye başladı.

“Amına koyuyorum kaltak! Daracık deliğini sikiyorum! Amına koduğumun orospusu!”

O da kendini kaybetmişti. Öyle güçlü koyuyordu ki, karıma bir şey olacak diye korktum. Karım artık ona sarılamıyor altında boş bir çuval gibi sallanıyordu. Sonunda Mehmet bey böğüre böğüre karımın içine boşaldı. Bütün agarlığıyla, nefes nefese yatan karımın üstüne yığıldı. Yavaşça yana kaydı. Sırt üstü uzandı. O da nefes nefeseydi. Yumuşamış ama hala kocaman yarağı karımın amından kayarak çıkmıştı. Pırıl pırldı. Birazdan karımın güzel amından beyaz yogun bir sıvının sızmaya başladığını gördüm. Mehmet beyin dölü karımın rahminden dışarıya taşıyordu. Gecenin kimbilir kaçıncı boşalması olmasına rağmen bu kadar çok olduğuna şaşırdım. Gözlerim yavaşca süzülen eden sıvıya kilitlenmişti. Kimbilir daha ne kadarı karımın rahmindedir diye düşünürken Mehmet beyin sesini duydum. “Amına koduğumun orospusu bitirdin beni” Hala nefes nefeseydi. Buğda nın ise cevap verecek hâli yoktu. Yarı baygın hareketsiz yatıyordu sırtüstü. Diri dolgun memeleri inip kalkıyordu sadece. Terden sırıl sıklamdı. Loş ışıkta parlıyordu. Ter ve seks kokusu iyice sarmıştı odayı.

Ben sesimi çıkartmadan onlara bakıyordum. Sikim de hala dimdikti. Mehmet beyin “Kerem git bize soğuksu getir” sözüyle kendime geldim. Konuşacak halde değildim. Hemen kalkıp odadan çıktım. Mutfağa doğru yürürken olanları tekrar yaşıyordum kafamda. Hemen geri dönmek için acele ettiğimi farkettim.

Odaya geri döndüğümde Buğda daha tam kendine gelmemişti. Mehmet beye suyunu verdim. İçti. Karıma “Bebeğim, su iç biraz kendine gel” dedi. Yine o kibar bey efendi olmuştu. Karım hafifçe gülümsedi. Doğrulup suyu içti mehmet beyin elinden. Bitap görünüyordu. Ondan tepki gelmeyince bana dönüp baktı. Aşağıdan yukarıya süzüp gülümsedi. O an utandım. Karımın kilotundan fırlayan sikime bakıp ” 31 çekmek istermisin ” dıye sordu. Yüzüne bakmadan başımı salladım. “Bana bak avucunu içine boşalacaksın. Bir yeri kirletirsen çok kızarım. Tamam mı?” Gülüyordu. Başımı salladım. Avucuma tükürüp küçülmüş haliyle bile benimkinden büyük bir yarağın önünde 31 çekmeye başladım. Karımın döl sızan güzel kılsız amına bakıyordum. Daha ikinci sıvazlamada sessizce boşaldım avucuma. Bir çocuğun yaptığı marifeti seyredermiş gibi eğlenmişti 31 çekmemden. “Hadi şimdi git temizlen. Sonra şu karşıdaki kanepeye uzan uyu. Bir şey istersem uyandırırım seni” dedi.

Döndüğümde ikisi de uyumuşlardı. Dediği gibi kanepeye uzandım. Bulduğum bir örtünün altında büzülüp uydum.

(alıntı :
http://karimseninkoynundamutlu.tumblr.com)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Genel içinde yayınlandı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir