Uzun Bir Hikaye Sonay ve Serkan -3

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Kaldığı Yerden Devam
Balayı bittikten sonra önce Ankara’ya benim ailemin yanına gittik. Orada bir kaç gün kaldıktan sonrada Adana Kozan’a eşimin ailesini görmeye gittik. Fakat Kozan’a varışımızın daha ikinci günü büyük bir şanssızlık oldu Kayın validenin annesi rahatsızlandığı için baldız hariç Kadirli’ye gitmeye karar vermiştik.. Baldız ise sınavları olduğu için gelemiyordu. Yola çıkmadan önce yediğim bir yiyecek dokunmuş olmalı ki kendimi iyi hissetmemeye başladım. Bunun üzerine eşim
-“Aşkım istersen biz gitmeyelim.” dedi. Bende çoktan beri görmediği anne annesini görmesi gerektiğini isterse kendinin gidebileceğini söyledim. Çünkü Anne annesini çok sevdiğini ve yakın zamanda onu görme fırsatı olmayacağını biliyordum.. Ben ısrar edince
-“Pek ala aşkım gidiyorum ama söz yarın dönerim.” Dedi. Vedalaşarak ayrıldık.
Kayın pederler gittikten sonra baldızım Derya amasya escort
ile evde yalnız kalmıştım. Salona geçerek tv izlemeye başladım. Baldızda yanıma gelerek oturdu. Derya Sonay’dan iki yaş küçük Sonay kadar olmasa da oldukça güzel bir Kızdı. Üniversiteyi kazanamadığı için liseyi bitirdikten sonra açık öğretime kaydolmuş iki yıl sonra ailesi daha yirmi yaşındayken beyaz eşya ticareti yapan biriyle nişanlamıştı.
Derya oldukça konuşkan bir kızdı epey sohbet ettik. Ablasıyla geçen çocukluk anılarından nişanlısından bahsetti onu sevdiği her halinden belliydi. Tavır ve hareketleri oldukça rahattı. Üzerinde askılı bir bluz ve altında ise ince bir eşofman vardı. Bluzun askılarından göğüs dekoltesi görünüyordu. İster istemez gözüm oraya kaydı. Sonra kendimden utanarak hemen gözümü kaydırdım. Dikkatimi Başka yöne kaydırarak konuşmaya devam ettim.
– “Ben bir bardak kola alacağım enişte sende alırımsın ?” diyerek cevabımı dahi beklemeden kalkıp mutfağa doğru yöneldi. Önümden geçerken Eşofmana sığmayan, dolgun yuvarlak kalçalarının yanında, giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. Eşofmanın altındaki tanga, kalçalarını ikiye bölüyordu. Kalçasını sallayarak mutfağa doğru giderken arkasından baktım kalçaları gerçekten hoş görünüyordu.
Az sonra mutfaktan bir bardak kola getirdi. Sonradan odasına gidip ders çalışmak için izin istedi. Bende kendimi iyi hissettiğimi biraz dışarı çıkıp dolaşmak istediğimi söyledim. Baldız odasına giderken bende dışarı çıktım.
Kozan pek de büyük olmayan küçücük bir yerdi. Yine de akşama kadar dolandım. Akşam eve vardığımda baldız harika bir sofra hazırlamıştı. Beni görünce yüzünde sıcak bir gülümsemeyle
-“Nerde kaldın enişte bu kadar zaman nereyi dolandın Böyle.” Diye sordu. Bende
– “Hava güzeldi parkta oturdum birazda şehrinartvin escort
dışına portakal bahçelerine doğru yürüdüm.” Dedim.
Birlikte masaya geçerek yemeğimizi yedik. Yemekten sonra ders çalışmaya gitmedi. Salonda birlikte TV izledik. Gecenin geç vakitlerine kadar sohbet ettik. Vakit bir hayli irerlermiş uykumuz gelmişti. Birbirimize iyi geceler dileyerek odalarımıza uyumaya gittik.
Evin içi çok sıcak olduğu için gece bir türlü uyku tutmamış sabaha kadar dönüp durmuştum yatakta. Hava iyice aydınlanmıştı. Yatakta daha fazla kalmanın bana azap olduğunu bildiğim için kalkıp salon da TV izlemek istedim. Lavaboya giderken Derya’nın odasının önünden geçtim. Hava çok sıcak olduğu için kapıyı açık bırakmıştı. Odanın açık kapsından içeri baktım ve inanılmaz bir manzarayla karşılaşmıştım. Derya, yüzükoyun uzanmış, külot sutyen yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga kalçaların arasında kaybolmuştu. Sadece üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, kalçalarını da geriye doğru çıkarmıştı. Bembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Beyaz kalçalar kabak gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Manzara karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
Onu her görüşümde, her aklıma geldiğinde o gün akşama kadar Derya’yı düşündüm. Dışarı çıkmadım evde TV izleyerek vakit geçirdim. Saat 16 gibi Sonay aradı. Anne annenin rahatsızlığı arttığı için gece hasta haneye kaldırmışlar
– “Şu an yoğun bakımda maalesef gelemeyeceğim aşkım birkaç gün daha Derya ile kalır mısın lütfen.” Diyordu. Mecburen
– “Siz bizi merak etmeyin biz iyiyiz ve hiç sorun yok.” Dedim. Derya
– “Sanrım birkaç gün daha mecburen birlikteyiz enişte.”
-“ Senin gibi güzel ve tatlı bir kızla kalmaktan hiç şikâyetçi değilim.” Diyerek gülümsedim. Bunun üzerine
– “Sağ ol canım enişteciğim bende şikâyetçi değilim.” Diyerek bartın escort
yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Akşam için bir şeyler hazırlamak amacı ile mutfağa yöneldi. Bende Derya’nın
-“Sen otur enişte ben yaparım.” demesine aldırmayarak akşam için sofra hazırlamasına yardım ettim. Ancak itiraf etmeliyim ki baldızım mutfakta ablasından çok daha marifetli gözüküyordu.
Kısa bir sürede sofrayı benimde ufak yardımlarımla hazırladı. Yemekten sonra
– “Bir iki kadeh bir şeyler içmek ister misin enişte.” Diye sordu. Aslında öyle fazla içen biri değildim ama
– “Sende katılırsan bir kadeh atarım” dedim. Kayın peder sıkı bir akşamcı olduğu için Derya alışkın olmalı ki kısa sürede salondaki sehpanın üzerine rakı peynir ve kavundan oluşan küçük bir masa hazırladı. Hem TV izliyor hem de rakılarımız içerken sohbet ediyorduk. Derya ikinci kadehi bitirdiğinde, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Derya,
– “Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm enişteeee ?” derken kahkahalara boğuluyordu. Derya’ya göre daha dayanıklı olduğum için bir iki kadeh, beni etkilemiyordu. Ben kendimi kontrol ederken, Derya kendini kaybetmeye başlamıştı. Nişanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve ellemelerin dışında henüz ilişki yaşamamışlardı. Nişanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini bu yüzden nişanlısı ile zaman zaman aralarının bozulduğunu söylüyordu. Bense nişanlısınındı kendisinin de sağlıklı birer yetişkin olduklarını yetişkinler için cinselliğinde birer ihtiyaç olduğunu hamile kalmamak koşulu ile bunu belli ölçüler de yaşamanın bir sakıncası olmadığını anlattım
Vakit ilerledikçe Derya kendinden geçiyor, sarhoş oluyordu. Daha fazla dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonra da sızdı ve uykuya daldı. Öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, badinin içine sıkışan göğüsleri piramit gibi duruyordu. Birkaç kez,
– “Deryaaa, Deryaaaa!” diye seslendiğim halde, ölü gibi yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır gibi değildi. Açılan bacakları amını da ortaya çıkarmıştı. Eşofmanın içindeki am, ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı, beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yarağım, bu görüntü karşısında zonklamaya başladı.
Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üzerinden amını koklamaya başladım. Amını koklarken, neredeyse boşalacaktım. İnanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, ama cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki istek ve arzu büyüdükçe, kendimi frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an zevkten titremiştim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken, şeklini şemailini öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi daha kolay oluyordu. Amını görmek için eşofmanı araladım. Minik külotu, amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmına bakarken daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için eşofmanını çıkarmam gerekiyordu. Salonda çıkaracak olsam, uyandığında söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek,
– “Kalk Derya burada uyuma, yatağına git yat!” diye seslendiğimde, sadece anlamadığım bir şeyler mırıldandı, hepsi o kadar.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra, yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir nefes alarak, eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi üzerinde sadece siyah tangası kalmıştı. Amını bile kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları, sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük, ama diriydi.
İncelemeye devam ederken, yarağım kalkmış zonkluyordu. Çıplak kalçaları, kocaman görünüyordu. Daha sonra, ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Kalçaları kabak gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili göt deliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı yüzüme vururken, Tüm cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmazına rağmen hoşuma gitmişti.
Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatli olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki düşünce nedeniyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı. Bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. İleriki günlerde 31 çekmem için harika bir yatırımdı. O ana kadar, boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Derya’nın amına bakarken, çeşitli fanteziler hayal etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu mümkün değildi. Hayal bile olsa girip çıkmaya başladım. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir zevk kasıklarımı sararken daha fazla dayanamamıştım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. Yarağımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. Ama bu umurumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Önce tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk var mı diye etrafa baktım. Sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak olduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım.
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00’ye geliyordu. Derya dışarı çıkmıştı. Odasını kontrol ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu fark ettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba bir şeyler anlamış mıydı diye doğrusu çok merak ediyordum.
Akşam saat 6:00 gibi eve geldiğimde, Derya yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için,
– “Nerde kaldın enişte seni aradım ulaşmadım.” diye sitem etmesi, bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı.
– “Özür dilerim baldız telefonu duymamışım dolandım biraz. Dedim.
– “Hadi ellerini yıka da masaya oturalım çok açıktım bugün.” Dedi. Yemekte ailesi ile yaptığı telefon konuşmalarını anlattı. Sonra konuyu önceki akşama getirdi,
– “Akşam ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Çok mu sarhoş oldum?”
– “İki kadeh içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken zorlandım bayağı. Ne kadar ağırsın kız!” diye takılınca, Derya,
– “Yapma ya enişte söyleme öyle!, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok mu?” dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özellikle böyle söylemiştim. Şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam bir şey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik.
Ertesi gün erkenden nişanlısıyla buluşmaya gitti. Akşam saat 10.00 gibi eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu fark ettim.
– “Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!” diye takıldım.
– “Yok bir şey enişte!” dedi, ama bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve
– “Bana da doldursana, içmek istiyorum!” dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı gibi yudumlamaya başladı, bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce,
– “Hop hoop! Biraz yavaş iç! Dünkü gibi yine seni taşımak istemiyorum.” dedim. Aslında içmesi benim işime geliyordu, geçinki gibi sarhoş olmazını istiyordum. İkinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonra, tekrar yudumlamaya başladı. Nişanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı. Kızgınlığı yüzünden okunuyordu.
Biraları ard arda götürürken, bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üzerinde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar, pürüzsüz tertemizdi. Ağda veya epilasyon yapmış olmalıydı.
Dördüncü bardağı yudumlarken, kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken, kendi kendine gülüyordu. Bu kez geçinkinden daha fazla içmişti. Kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken, yapışık bacakları zaman zaman açılıyordu, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken, bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarağımı hareketlendiriyordu. Öne doğru eğilip gizlemeye çalışırken, kalp atışlarım da hızlanmıştı.
Sonra Derya,
– “Lavaboya gitmem lazım!” diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını fark ettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, ‘Zoorrt!’ diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. İçtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hem de zaman zaman osuruyordu.

Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği halde, Derya’dan ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda, yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Kalçalarına kadar açılmış olan etek, süt Beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan hafif çıkık kalçaları çok güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim.
– “Deryaa, Deryaaa!” diye seslendim. Herhangi bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.
Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt Beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Kalçalarını örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. Şimdi önümde harika bir manzara vardı. Kalçaların arasına sıkışan külot, iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu çok seksiydi. Kalçalarındaki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde, gördüklerime inanamamıştım. Kalçalarındaki morarmalar, diş izine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nişanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, ama bunları düşünmenin sırası değildi.
Daha önce kıllı olan yerler, tertemiz kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle, önce bacaklarını, ardından kalçalarını okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Derya öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça, kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra, külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Derya’da halen hareket yoktu. Kalçaları tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı…
Gördüğüm manzara olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan amı, kabak gibi parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi, şimdi daha net görünüyordu. Kalçalarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık, külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzatıp amını yoklarken, çizginin arasında sıkışan küçük dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafif hafif okşuyordum. Bir müddet okşadıktan sonra, amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Deliğine bakarken, içim gitmişti. Bakire olduğu her halinden belli oluyordu. İşeme yerinin altında küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde, amının dudakları diri ve sert olduğundan, ağız kısmı anında kapanmıştı.
Bir yandan Derya’yı incelerken, diğer yandan yarağımı okşuyordum. Daha önce kıllı olan arka deliği, eminim şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek kalçalarına yöneldim. İki yandan tutarak kalçalarını gerdiğimde, gördüğüm manzara beni ürkütmüştü. Kendi kendime,
-“Bu ne böyle?” diye söylenirken, inanamıyordum. Daha önce küçücük olan delik, sanki büyümüştü. Götünün deliği, hafiften açılmış, içi görünüyordu. Ayrıca deliğin etrafında oluşan zorlanma izleri hala gitmemişti. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Belli ki Derya’yı götten sikmişti. Hem de daha Birkaç saat önce siktiği için, deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha fazla dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalırken, külotumu berbat etmiştim.
Banyoya giderek pislenmiş olan giysilerimi çıkardım. Derya’nın akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmazının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. İyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde, Derya halen aynı pozisyonda yatıyordu. Elimle birkaç kez daha
– “Deryaaa, Deryaaa” diye sarstım. Hiç duyma belirtisi yoktu. Kendimi toparlayıp ikinci kez kalçalarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü, götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükürüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak, rahat bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. İçinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça, götünün deliği halen kabul ediyordu, ağız kısmı açıldıkça açılıyordu. Bir müddet, dört parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde, ağız kısmı anında kapanmıştı. Götünün deliğini, 10-15 dakika boyunca parmaklarımla sikerken, Derya’dan gık bile çıkmamıştı.
Bu sırada yarağım kalkmış, demir gibi sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir şans bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Bunu mutlaka denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Azda olsa domalma pozisyonuna getirdim. Vücudumu bacakların arasına yerleştirdim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarağımı da kayganlaştırdıktan sonra, artık engel kalmamıştı. Sertleşmiş olan yarağımı, ağız kısmına dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alırken, yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. Yarağımı saran delik, inanılmaz zevkliydi. İleri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu böyle!
Zaman ilerledikçe, derinlere sokmaya çalışırken, zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında, geri çekilerek tükürüğümle kayganlaştırıyordum. Sonra tekrar sokuyordum. Birkaç dakikadır, daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Derya’nın götünü sikerken, kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarağımı sonuna kadar bastırırken kalçaları kasıklarıma değiyordu. Kalçaların yumuşaklığı gerçekten harikaydı. Dakikalardır sikerken, şimdi daha rahat hareket ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. Ama yine de müthiş zevk alıyordum.
İkinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha fazla dayanacağımı düşünmüyordum. Ama zevk dalgası tüm bedenimi sararken, boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi, hızlı hızlı sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca, tüm döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üzerinden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum, mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle kalçalarını silerken, gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda, bunun am suyu olduğunu fark ettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Önce külotunu ayaklarından sokarak giydirdim, ardından eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.
Banyoya girip güzel bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım. Sabahleyin Sonay’ın telefonu ile uyandım. Anne anneyi hastahaneden çıkardıklarını anne ve babasının birkaç gün daha orada kalacaklarını kendisinin ise bu gün döneceğini söylüyordu. Bu habere gerçekten sevinmiştim. Akşam Derya ile yaşadıklarım geldi aklıma ya anlarsa diye bir kokuya kapıldım. Odasının önünden geçerken içeri baktım çoktan kalkmıştı. Mutfağa yöneldim. Beni görünce sıcak bir gülümseme ile
-“Günaydın enişte” Dedi. Bu sıcak gülümseme beni rahatlatmış her şeyin yolunda olduğunu düşünmemi sağlamıştı.
-“Günaydın” dedim. – “Düzeldi mi moralin.”
– “Ya kusura bakma enişte dün biraz canım sıkkındı özür dilerim” diye ekledi.. Ablasının bugün geleceğini söyleyince daha da mutlu oldu. Birlikte kahvaltımızı yaptık. Birkaç saat sonra da Sonay geldi.
Benim İstanbul’da işlerim vardı ve bir an önce dönmek istiyordum. Sonay ise Derya’yı yalnız bırakamayacağını en azından anne ve babası gelene kadar beklemesi gerektiğini söyleyince Ertesi sabah ben erkenden İstanbul’a dönmeye karar verdim. Sonay ise bir hafta sonra gelecekti. O gece sabahlara kadar kayın pederlerin evinde uzun uzun seviştik. Daha odaya girerken dudaklarımdan ateşli bir şekilde öpmeye başladı. Dudaklarımı zorda olsa ayırdım.. Ellerimle kalçalarından tutup odaya geçtik.. Beni ittirerek sırtüstü yatağa yatırdı. Ardından bacaklarımın arasına geldi ve yatakta domalarak, inik yarağımı yalamaya başladı tekrardan. Ben arada başımı kaldırıp Beyza’nın yalayışına bakıyordum. Sonay bir süre yarağımı yalayıp kaldırdıktan sonra bıraktı ve gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Ben bu arada doğruldum ve Sonay’ın üzerindeki tişörtü çıkartarak, sutyeninin üstünden göğüslerini okşamaya başladım. Dik ve Beyaz göğüsleri, çoğu yetişkin kadınınkinden daha sert ve güzeldi. Sutyenini çıkarttım ve göğüslerini yalamaya başladım. Göğüslerinin uçlarını yalıyor ve ısırıyordum. Bu arada Sonay’ı kaldırıp kucağıma oturttum ve kalçalarını yoğurmaya başladım.
Sonay’ın göğüslerini bir süre yaladıktan sonra önümde çömelttim ve yarağımı göğüslerinin arasına sokarak git gel yapmaya başladım. Sonra Sonay’ı elinden tutup kaldırdım ve yatağa yatırdıktan sonra eteğini çıkarttım ve külotunun üstünden amıyla oynamaya başladım. Bir süre amını külotunun üzerinden yaladıktan sonra külotunu çıkardım. Pespembe ve birkaç gün önce tıraşlandığı için hafiften kılları çıkmış bir amı vardı, hemen yalamaya başladım. Şimdiden amı sulanmıştı bile. Amını yalarken arada klitorisini emiyor, yalıyor ve dil atıyordum. Sonay kudurmuş gibi inliyor,
– “Hadi yarağını sok aşkım çok özledim seni!” diyordu. Yarağımın başını tükürükleyip amına getirdim ve yarağımı yavaş yavaş içine sokmaya başladım. Her ilerleyişimde, Sonay biraz daha yüksek sesle inliyordu. Ve en sonunda kökünü buldum. O anda Sonay sırtıma tırnaklarını geçirmiş, bacaklarını belime dolamış, beni kendine çekiyor ve hareket etmemi engelliyordu sonra gevşedi. Yavaş yavaş içinden çıkmaya başladım ve tekrardan girdim. Hızla amını sikmeye başladım. Sonay arada dirsekleriyle destek alarak kafasını kaldırıp beni izliyor, bazen de dayanamayıp geri yatıyordu. Dibine kökledikçe inlemeleri çığlıklara dönüşüyordu. Öyle çığlıklar atıyordu ki nerdeyse baldız duyacak diye korkmaya başlamıştım. Bacaklarını omzuma aldım sikmeye devam ettim. Sertçe amına sokuyor ve ona çığlık attırıp, çığlık atışını izliyordum.
15 dakika kadar amını öyle siktikten sonra içinden çıktım. Sonay’ı yataktan kaldırdım ve önümde domalttım, çıkık kalçaları daha da çıktı. Kalçalarını tutarak yarağımı yine amının deliğine dayadım., bir hamlede kökledim. Sonay yine bir çığlık attı. Ben yavaş yavaş pompalamaya başladım. Az sonra Sonay,
– “Daha sert, daha hızlı!” gibi sözler söylüyordu. Ben tabii hemen hızlanmaya başladım. Sertçe sikiyordum. Yarağımı her köklediğimde kalçaları sallanıyor ve dalgalanıyordu. Bir süre sonra Sonay titremeye başladı ve Orgazm oldu.
Benim ise daha boşalmaya niyetim yoktu. Sonay’ın amından çıktım ve yarağımı ağzına vererek yalatmaya başladım. Sonra sırt üstü yatırarak, bacaklarını açıp kendisine doğru ittirdim. Nasıl siktiğimi görmesini istedim. Bu pozisyonda göt deliği iyice meydana çıkmıştı. Bir elimle amıyla oynarken, göt deliğini yalamaya başladım. Sonay acayip zevk alıyor gibi görünüyordu.
Götünü bir süre yaladıktan sonra, Sonay’ın pozisyonunu hiç bozmadan, yatağın başucuna uzandım, annesinin kremlerinden birini kaptım ve kremi göt deliğine yedirmeye başladım. Biraz da yarağımın başına sürdükten sonra, yarağımı göt deliğine dayadım. Azıcık bastırmamla birlikte, yarağımın başı rahatça götüne girdi. Sonay’ın yüzü ekşiyince durdum bir müddet içinde bekledim sonra sertçe bastırarak kökünü buldum. Ama o anda Sonay’dan öyle bir çığlık çıktı ki, hemen elimi ağzına kapamak zorunda kaldım.
Elimle ağzını kapadığım Sonay’ın kocaman açılmış gözlerine bakarak götüne sertçe pompalıyordum. Sonay ısırınca elimi çektim, Birden tepem öyle bir attı ki, Sonay’ın saçını elime doladığım gibi asılarak, köklemeye başladım. Hem saçını çekiyordum, hem de götüne sert sert pompalıyordum. Tutturduğum tempoyla Sonay’ın götünü sikerken, klitorisiyle de oynuyordum. Çığlıklar, iniltiler, ahlamalar, ohlamalar, ve Sonay’ın orgazmları birbirine karışmıştı.

Yarım saat içinden çıkmadan götünü siktim ve boşalacağımı anlayınca götünden çıktım ve Sonay’ın baş ucuna doğru kayarak, yüzüne boşaldım. Yarağımdan çıkan son damlaları da Sonay’a diliyle temizlettim kendimi yatağa attım. Yorulmuştum. Sonay da bitmişti.
Biraz dinlenip, nefes alıp vermesi düzelince, Sonay yüzündeki dölleri parmağıyla sıyırıp ağzına götürüp yalamaya başladı. Parmağındaki dölü her yaladıktan sonra,
– “Mmmmmh!” diyor ve sırıtıyordu. Herhalde götünün acısı geçmiş olmalıydı,
– “Ne sırıtıyorsun yine, hoşuna gitti galiba?” dediğimde,
– “Kaç kez orgazm oldum hatırlamıyorum! Yine harikaydın aşkım seni ne kadar özlemişim!” dedi.
İkimiz de terden yapış yapıştık. Sonay’ı elinden tutup kaldırdım, banyoya götürdüm, birlikte duş aldık. Banyodan çıkınca biraz çıplak oturduk, yarağım yeniden hareketlenmeye başlamıştı göğüslerine yapıştım. Göğüslerinin her yerini yalamaya başladım. Uçlarını arada bir sikiyordum ve bir elimi amıyla oynuyordum. Göğüslerini bırakıp dudaklarına geçtim tekrardan ve yine ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık. Sonra Sonay tekrardan yarağımı ağzına aldı ve yalamaya başladı.
Harika bir şekilde yalıyordu ve yarağımın hepsini boğazına kadar alıp bastırıyordu. Çıkan sesler beni daha fazla zevke getirmişti ve ben de Sonay’ın başından bastırarak daha sert yalamasına yardım ediyordum. Sonay yarağımı öyle 5 dakika kadar yaladı ve ardından Sonay’ı tekrardan yatağa çıkartarak hemen amına yumulup yalamaya başladım. Amı zaten ıslanmıştı ve ben yalamaya başlayınca Sonay iyice kendinden geçmeye başlamıştı.
Sonay’ın amının her yerini yalamaya çalışıyordum ve dilimle de içine giriyordum. Bir elimle klitorisiyle oynamaya başladım. Sonay ise kendini geriye atarak göğüslerini avuçlamış sikiyordu. Sonay’ın amını yaladıktan sonra kalkarak yatağa yattım ve Sonay’ı üstüme alarak 69 pozisyonuna geldik ve öylece amını yalamaya devam ettim. Sonay da çılgınca benim yarağımı yalıyordu. Sonay’ın amını yalarken arada göt deliğine de geçiyordum ve bu arada kalçalarını da okşuyordum. Sonay,
– “Hadi sok içime artık, dayanamıyorum!” deyince, ben hiç pozisyonumu bozmadan Sonay’ı bana sırtı dönük bir şekilde üstüme aldım. Yarağımı amına soktuğum anda Sonay kendini bırakarak hepsini bir anda içine aldı.
Sonay orantısız bir şekilde inlemeye başladı ve ben de onun belinden tutarak hoplamasına yardımcı olmaya çalışıyordum. Arada o kadar şiddetli hopluyordu ki, yarağım amından çıkıyor, ama Sonay eliyle hemen içine alarak hoplamaya devam ediyordu. Sonay bir süre daha öyle siktirdikten sonra orgazm oldu. Sonay orgazmın verdiği rahatlamayla biraz yorulmuştu, onu geriye doğru yatırarak öyle sikmeye başladım. Yorulsa bile sikişmek istiyordu Sonay. Bu da benim işime geliyordu, çünkü sikişsiz geçen 5 günün birikintisini atacaktım. Sonay’ı birazda öyle siktikten sonra üzerimden alarak yatağa sırt üstü yatırdım ve bir bacağını alıp omzuma koyduktan sonra amına geçirerek sikmeye devam ettim. Bu pozisyonda sertçe sikiyordum ve orgazmdan orgazma ulaştırıyordum Sonay’ı.
Sonunda ben de boşalacağımı anladım ve içinden çıkarak ağzına verdim yarağımı. Ama ağzına boşalmayacaktım, sadece biraz zaman geçirmek istiyordum. Sonay yarağımı yalarken ben de göğüslerini okşuyordum. Sonra yine amına geçerek yalamaya başladım. Amını biraz daha yaladıktan sonra, bu sefer Sonay’ı domaltıp, kayganlaşmış yarağımı götüne dayadım ve bir hamlede soktum götüne. O esnada Sonay öyle bir,
– “Ahhhh!” çekti ki, içim gitti resmen. Yine de sertçe götüne pompalamaya başladım. Sonay’ın sıcacık ve dar göt deliğinin içinde deli gibi gidip geliyordum. Fakat artık fazla dayanacak halim kalmamıştı, en sonunda tamamen yüklenerek Sonay’ın götüne oluk oluk boşaldım. Bir süre öyle kaldık, sonra yatağa uzandık, birer sigara yaktık.
Her şey o kadar güzel ve zevkliydi ki, hiç yarın karımı ve baldızımı bırakıp İstanbul’a gidesim gelmiyordu. Sonay kolumun üzerine yatarak başını göğsüme dayadı. Her nefes alış verişinde göğsü inip kalkıyor göğsünün sertliğini tenimde hissediyordum.
Ertesi gün Karımın
-“Hadi aşkım geç kalacaksın.” demesi ile uyandım. Mutfakta karımın hazırladığı kahvaltıyı yaptıktan sonra karımla ve baldızımla vedalaşarak Kozan’dan ayrıldım.
Bir hafta sonra döndü karım her gün telefonla konuşmamamıza rağmen onu çok özlemiştim. Oto gara giderek onu karşıladım otobüsten indiğinde dudaklarından uzun uzun öptüm
-“Dur şimdi akşamı bekle.” diye gülümsüyordu. Valizini alarak eve bıraktım ama çok istememe rağmen ondan ayrılmak akşama kadar beklemek zorundaydım. Çünkü halletmem gereken çok önemli bir işim vardı. İşlerimi yaparken aklım karımdaydı akşamın olmazını iple çektim masaya oldukça güzel romantik bir yemek hazırlamıştı ayrı kalmanın azgınlığıyla orospu ruhlu karım çoktan striptiz yapmaya başlamıştı. Dışarıdan görseniz hayatta yapmaz böyle şeyler, bilmez dersiniz ama Sonay’ım Her şeyi biliyordu. Tüm bunları nerden öğrendiğine ben de şaşıyordum
Sevişmeye başladıktan kısa zaman sonra, yarağım yine kazık gibi olmuştu. Karım da amı sırılsıklam geziyor zaten. Daha fazla bekletmeden canım karımın amına soktum. Ancak nerdeyse bir haftadan beri sikilmeyen amın ve götün kendini toparlaması biraz sıkılaşması gerekirken am ve götte o sıkılığı bulamamıştım
-“Lan bu orospu yoksa beni boynuzladı mı memlekette?” diye düşündüm Karım da bunu fark etmiş olacak ki ?
-“Kocacım sana bir şey söyleyeceğim ama kızmak yok.”
-“Amının genişliği ile mi ilgili?” diye sordum refleks olarak.
-“Evet aşkım sen yokken seni çok özledim, Sonra da gittim kendimi kankanlarım İsmail’le Fatih’e siktirdim.” dedi. Balayımız sırasında tanımıştım yeteri kadar ama bu kadarını beklemiyordum. Karım Balayında ve yolda o kadar kişiden sonra, çocukluk arkadaşları olan İsmail’le Fatih’e amını siktirmişti.
-“Nası yaa?” diyebildim. “Ben seni burada özlemle beklerken Ne zaman, nasıl siktirdin?” gibi soruları kekeleyerek sordum. Karım da dudaklarını ısırarak
-“Kocacığım seni çok özlemiştim amaaa.”
-“Ben İstanbul dayken mi siktiler seni?” diye sordum.
-“Evet aşkım onlara sözüm vardı.”
-“Pekâlâ bana bütün ayrıntılarını anlatmanı istiyorum yoksa bir daha onları görmene izin vermem.” diye sesimi yükselttim biraz. Tepkimden ve gösterdiğim davranışlardan Sonay kendisine kızmadığımı fark etmişti. Bunun üzerine hemen anlatmaya başladı.
-“Biliyorsun kocacığım, çocukluktan beri mahalleden tek erkek arkadaşlarım onlar. Şimdiye kadar her şeyimi paylaştım, konuştum ben onlarla. Beni ilk sikenler de onlar. Bakire olduğumu biliyorsun ama onlar beni daha önce defalarca götümden siktiler, ağzımı siktiler. Ama hiç amıma dokunmadılar, sırf sana saygılarından dolayı? Dedi.
-“Aferin iyi çocuklarmış öyle anlatıyorsun ki nerdeyse onlara teşekkür etmem gerektiğini düşüneceğim.”
-“Neyse aşkım ben sana orada olanları anlatayım da dinle? Dedi. Sen döndükten 3 gün sonra buluştuk bizimkilerle. Akşam çay bahçesine gittik. Düğünden sonra onlarla da görüşememiştim. Bir nevi hesap vermiş gibi oldum, balayında yaptıklarımızı anlattım?”
-“Kat görevlisi çocuğa sakso çektiğini tekneyi, yolda sikildiğini de anlattın mı bari?”
-“Yok, onları unutmuşum” dedi kikirdeyerek. Sonrada
-“Ya bölmesene, bir şey anlatıyoruz şurada. İşte çay bahçesine gittik. Konuştuk bir kaç saat. Zaten İsmail’le fatih de benim amımı sikemedikleri için dört gözle evlenmemi bekliyordu. Bekaretimi sana verdikten sonra amımı onlara vermezsem çok ayıp olacaktı. Çünkü bana sevişmeyi onlar öğretti kocacığımmmm.?
-“Evden çıkarken zaten gelmeyeceğimi, liseden kız arkadaşımda kalacağımı söylemiştim annemlere, ayrıca altıma siyah uzun pantolon giymiştim, ama yanıma da balayında aldığımız pileli mini eteğimi gizlice aldım. Fatih’le İsmail’e de seks şöleni yaşatmak istiyordum. Saat 11i geçiyordu, arabaya atladık. Ben arkaya oturdum. Hani şehir çıkışında ormanlık alan var demiştim ya, kimsenin gelmediği, dolaşmadığı. Beni oraya götürüyorlardı. Belli ki boş ev ayarlayamamışlar beni sikmek için. Neyse kocacığım, önce pantolonumu çıkardım. Evden gizlice çıkardığım mini eteğimi giydim. Sutyenimi de çıkardım içimden, arka koltukta bıraktım. Üstümde kenarları kapalı askılı badi vardı. Hava da sıcaktı zaten. Uzun kollu almadım üstüme.
onların tek derdi bir an önce amımı sikebilmek tabi, üstümü altımı değiştirirken görmediler, hem araba karanlık. Gittiğimiz yer de karanlıktı zaten, Sonra da fantezi olsun diye değiştirdim kıyafetlerimi. Park alanını geçtik, ağaçların arasına kadar getirdiler arabayı. İkisi de indi arabadan ama ben inmedim. Naz yapmak istedim kocacığım, senin beni kucağında taşıdığın gibi taşıttım kendimi onlara.
Beni kucağına alan İsmail di, kapıyı açınca zaten dedi
-“Kız sen ne zaman değiştirdin üstünü? diye. Gözleri parladı çocuğun yazık benim bacaklarımı öyle görünce. Bir hamlede aldı işte kucağına, hemen arabanın cephe olarak kapattığı banklara oturduk. Ama nasıl oturuş. Fatih’le İsmail yanyana oturuyorlar, bende kucaklarında yatıyorum. İsmail amımla oynuyor, fatih de göğüslerimi mıncıklıyordu. Neyse kocacığım işte, fazla da konuşmadık aslında daha sonra. Benim üstümü çıkardılar. Sonra da mini eteğimi çıkarıp yere attım. İpli gstrinğmi İsmail saklamak istediğini söyledi. Al senin olsun dedim Sonra da. Fatih sutyenimi istedi. Eve iç çamaşırım olmadan gidecektim yani. Pantolonlarını indirdi ikisi de. Fatih oturduğu yerden belimden tutup beni kucağına oturttu. Yarağı ateş gibi yanıyordu. İsmail de karşıma geçmiş yarağını yüzüme yaklaştırdı. Eski günlerdeki gibi, hep bu pozisyonda sevişirdik kocacığım genellikle. İsmail’in de yarağı ateş gibiydi.
-“Sizin ateşiniz mi çıktı yaa? dedim “Gece vakti.”
-“Kızım seni sikmek için 10 gündür otuz bir çekmiyoruz.” dediler.
-“Eyvah” dedim içimden. Tam anlamıyla sikeceklerdi beni, öyle tadıma bakma olarak kalmayacaktı demek ki.
Fatih beni hafifçe kaldırarak
-“Artık o güzel ve dar amının tadına bakmanın vakti geldi.” dedi. Beni kaldırıp yarağının başını amımın yanaklarına yanaştırdı. Ben de elimle yardımcı oldum, yarağının kafasını bir hamlede içime aldım. Bu arada İsmail’in yüzüne bakarak sakso da çekiyorum. Fatih’in yarağı İsmail’e göre daha inceydi, iyi oldu ilk onun beni sikmesi diye düşündüm. Fatih tempoyu yakaladı ve beni zıplatmaya başladı seri bir şekilde. Lap lap götümün yanaklarından ses geliyordu. Çok geçmeden fatih
-“Geliyorum sevgilim!” dedi.
Doğum kontrol haplarımı almıştım önceki günlerde.
-“İçime boşal aşkım benim.” dedim. Aynı anda İsmail de ağzıma boşalmaya başlamış
-“Ohhh yut hepsini aşkım yut hepsini orospum benim” diye inliyordu. Fatih öyle bir boşalttı ki amıma, döller amımdan taştı, yerlere damladı. İsmail’in spermlerinin ise, hepsini yutamadım tükürmek zorunda kaldım, sonrasını yüzüme fışkırttı.
Ben sigara içmek istedim. Fatih arabadan sigarayı aldı getirdi. 5 dk. sigara içtim. En çok hoşuma giden de kocacığım, o yaz vakti, gece geç saatte, ormanlık alanda çırılçıplak olmamdı. Öyle güzeldi ki aşkım mutlaka seninle de deneyelim olur mu? O senin en beğendiğin siyah topuklu ayakkabılarım ayağımdaydı zaten. Biraz yürümek istedim. Hem yürüdükçe Fatih’in dölleri içimden çıkıyordu, İsmail’e hazırlık olsun diye yürümek istedim çırılçıplak. Biz de böyle çıplak dolaşalım olur mu aşkım?
İsmail’e sakso çekmeme gerek kalmadan kaldırmış yarağını beni bekliyordu.
-“Gel buraya minik kuşum.” dedi pis pis sırıtarak. Neyse aşkım, İsmail beni kucağına oturttu, yüzlerimiz birbirine bakıyorken öpüşmeye başladık. Fatih ikinci sigarayı içmek istedi, yandaki banka oturdu, sevgilisine sms falan atıyordu galiba.?
İsmail değil 10 gün sanki bir aydır otuz bir çekmemiş gibi hayvanlar gibi dudaklarımı, göğüslerimi, bacaklarımı neremi bulursa ısırıyor, çimdikliyordu. Halbuki daha düğünümüzden 5 gün önce sabaha kadar götümden sikmişti beni. Kıskandılar beni tabi gelin gideceğim diye. İsmail beni domaltıp da sikmek istediğini söyledi. Hay hay aşkım dedim ama yerler hep çalı çırpı. Arabadan güneşlik karton getirip yere serdiler. Sonra da üzerine uzandım. Fatih sigarasını çoktan bitirmiş yarağını kaldırıp yüzüme dayadı. İsmail de yarağının kafasını tükürükledi.
-“Gerek yok canım amımda hala Fatih’in dölleri var.” dedim. İsmail yavaşça yarağının kafasını amıma yasladı. Elimi yarağına attım davul gibi olmuştu kafası. Şişmiş her tarafı. Çok kısa git gel yaparak önce kafasını tam olarak soktu amıma. Ağzımda da Fatih’in yarağı olduğu için bağıramıyordum, sadece iniltiler çıkıyordu. İsmail 2-3 dk. alıştırdıktan sonra o ne yaraktı öyle, kocacığım içimi delip geçecekti nerdeyse, zaten yarağını tam olarak sokar sokmaz bir orgazm yaşadım.?
İsmail iyi sabretmişti, yavaş yavaş hem de hiç acıtmadan sonuna kadar kökledi, artık uçuyordum kocacığım, ağzımda ki fatih bazen yarağını çıkarıp yüzüme vuruyordu. Arkamda İsmail tam anlamıyla sikiyordu artık. Abartısız 10 dk. daracık amımı sikti. Sonra yarağını içimden çıkardı, sonra yeniden sokarak git gellere devam etti. Artık amım acımaya başladı yavaştan, elimi arkaya götürüp İsmail’in karnına koyuyordum yavaşlasın diye ama o hiç hız kesmeden sikmeye devam etti.
Fatih boşalmak üzereydi.
-“Döllerimi yutmak istiyor musun karıcım?” diye sordu.
-“İh ıhhn” dan başka bir şey diyemiyordum ki. Dudaklarımı ısırdım, fatih de yüzüme, gözlerime, saçlarıma şiddetlice boşaldı. Tam
-“İsmaaaaail” diyordum ki
-“Ohhh amını siktim işte orospu, hoşuna gidiyor mu lan” demeye başladı. İlk kez bana küfür ediyordu.
-“Çooook” dedim, ”Hadi boşal artık içime boşal kocacığım.” dedim
Sonay anlattıkça yarağıma elimi değdiremiyordum artık Dokunsam boşalacak, duruma gelmişti yarağım.
-“İsmail bana çok küfretti ama en az 15 dakika boyunca da sikti beni. Boşalmaya yakın saçlarımı tuttu çekti. Canım yandı ama amımın acısından çok fazla hissetmedim zaten. Fatih de aşağıdan dimdik olan göğüslerimi sıktırmaya başladı. O da çok sert davranıyordu artık. Derken İsmail
-“Geliyorum aşkım, amına boşalıyorum karıcımmm.” diyerek sert bir şekilde pompalamaya başladı. Belim çok ağrımıştı köpek pozisyonunda 20 dk. dır sikiliyordum.
İsmail filmlerdeki gibi sikti beni ama kendi de bitti. Ben artık kaç defa orgazm olduğumu hatırlamıyorum yerdeki karton güneşliğin üstüne yığılıp kaldım. Fatih tekrar yarağını kaldırmış,
-“Aşkım bu gecelik son kez bir götünü sikmek istiyorum, özledim o yumuşak götünü.” dedi.
-“Yapma olmaz diyene kadar İsmail’in dölleriyle kendi yarağını ıslatıp göt deliğimin kapısına dayandı.
Sırtımı doğrultmaya gücüm kalmamıştı ama fatih belimden kaldırdı ve bir seferde götüme giriverdi. İnce bir çığlık attım, hiç alıştırmadan girmişti çünkü. Neyse ki götüm alışkındı da amım hala sızlıyordu. Gecenin serinliği de artık beni üşütmeye başlamıştı. Onlar sigaralarını içerken Ben de kolonyalı mendille yüzüme saçlarıma bulaşan dölleri siliyordum. Ama giyinmemiştim. Fatih karşımda,
-“Kızım çok seksi duruyorsun böyle. Sabaha kadar siksem seni yine de doymam sana.” demişti. İsmail de Fatih’e
-“Daha dur sen, bu güzel orospu ne yaraklar yer İstanbullar da, biz elimizi sikeceğiz buralarda dedi.?
Önce sutyenimi giyecektim ki fatih şşş o artık benim dedi. Unutmuşum, iç çamaşırları hediye ettik Beyefendilere. Üstüme badimi giydim, altıma da 2 karış mini eteğimi giydim. Sigara istedim, İsmail sigaramı kendi yaktı, ağzıma verdi.
-“Al bakalım prenses.” dedi.
-“Ya ne prensesi, acımadan her yerimi siktiniz bee.” dedim, gülüştük işte kocacığım.
Bizi gözetleyen bir evsiz varmış ama yaklaşamadı bile yanımıza. Ben tedirgin oldum bir an ama İsmail sen korkma kızım bir şey olmaz diye yatıştırdı beni. 10 dakika içinde toparlandık. Ben direk Selmalara geçtim oradan. Onlar da evde şarap içiyorlarmış. İki kadeh de şarap içtikten sonra eteğimle badimle öyle salonda sızmışım kocacığım, böyle işte.
Orospu karım Sonay iyi hoş anlattı ama benim asıl öğrenmek istediğim bu heriflerin karımı ilk ne zaman siktikleriydi. Meğersem, Daha 16 yaşından lise yıllarından beri sikiyorlarmış şerefsizler
Karım her şeyi anlattı işte, dışarıda, arabada, öğrenci evinde yaptıklarını. Kozan’a her gittiğinde nerdeyse her gün sikmişler Sonay’ı. Ta ki üniversiteyi bitirip Tolga ile evlenene kadar.
-“Hiç fotoğraf çektiler mi? diye sordum,
-“Bildiğim kadarıyla hayır.” dedi Sonay.
-“Sonra başıma bela olmazını istemem çünkü.” dedim
işim gereği zaman zaman şehir dışına çıkıyorum. Karıma, basına ve polise afiş olmamak şartıyla her şeyin serbest olduğunu, yediği tüm yarakları bana anlatması şartıyla Kabul edebileceğimi söyledim. Eve damacanayla su getiren çocukla açılışı yaptı. Bekar erkek komşulardan birisine göz koymuş. Yakında o da karıma koyar…
Evliliğimizde her şey yolunda gidiyor rahatsız olmadığımız günlerde nerdeyse hemen her gün geç saatlere kadar sevişiyorduk. Seksin dışında da karımla çok iyi anlaşıyorduk. Karımı bana evlilikte hayal ettiğim her şeyi beklentilerimin üzerinde veriyor bende onu çok seviyordum. Zaman zaman evde olmadığım günlerde farklı kişilerle sevişiyor bunları da bana ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Birkaç ay sonra Baldızım Derya güzel bir düğünle evlendi nişanlısıyla düğün sırasında tanıştık. Benim dışımda herkes çok mutluydu. Ben ise o muhteşem götü unutmamış bir daha elime öyle bir fırsatın geçmeyeceği endişesi ile canım sıkılmıştı. Fakat olaylar beklediğim gibi olmadı. Düğünden birkaç ay sonra yaz tatili için Kozan’a gidiyorduk ki. Adana’ya yaklaştığımızda Daha biz yoldayken Kayınvalidem telefon ederek Derya’nın yani baldızımın Adana da olduğunu gelirken onu da alıp alamayacağımızı sordu. Sonay
-“Alırız tabi ki anneciğim yolumuzun üstü neden almayalım.” diye cevap verdi. Sonra Derya’yı arayarak kısa bir hal hatırdan sonra nerde olduğunu ve nerede buluşacağımızı konuşup kararlaştırdılar
Oto banda Adana kavşağına vardığımızda Derya’yı almak için şehir merkezine yöneldik. Arabayı uygun bir yere park ederek hemen yakınlardaki çay bahçesine gittik sözleştiğimiz gibi Baldız bizi orada bekliyordu. Öpüşme hal hatır sorma faslından sonra birer kolada biz içtik ve tekrar yola çıktık.
Derya Oldukça konuşkan ve neşeli bir kadındı sürekli Sonay’la geçirdiği çocukluktan bahsediyor o günlere ait güzel anıları anlatıyordu. Saat dörde vardığında kozan yoluna girmiştik. Yolda irerlerken portakal bahçelerinin arasından geçiyor turunçgillerin mis gibi kokusu nu arabamızın içerisinden bile duyuyorduk.
-“Ne kadar güzel duralım mı biraz kenarda hem bir kaç portakal yeriz hem de biraz dinlenmiş oluruz?” dedim. Eşimle baldızda onaylayınca yolda beğendiğimiz bir bahçenin yanında durduk. Karım
-“İstersen biraz iç taraflara doğru gidelim genelde oralar daha güzel olur.” dedi. Arabayı ağaçların arasından içe doğru sürdüm gerçekten de iç taraflar yol kenarlarından daha güzeldi. İlk kez bir portakal ağacını yakından görüyordum. Ağaçlarda portakallar Hafif eğik gelen güneş ışınları ile altın sarısı gibi parlıyorlardı. Daha fazla dayamadık ve portakallardan birer tane kopararak yemeye başladık. Tam ikinci portakalı koparıyordum ki.
-“Ne yapıyorsunuz siz hırsızlık yapmaya utanmıyor musunuz koca adamlarsınız.” diye bağıran sert bir sesle irkildim iki kişiydiler ve sanrım bahçenin sahipleriydiler.
-“Hırsızlık değil Bey efendi yanlış anladınız sadece yolda giderken canımız çekti birer tane aldık özür dilerim .”dedim adam aynı sertlikle devam etti.
-“Ne demek canım çekti insan kendinin olmayan şeyi canım çekti diye alır mı?” Bunun üzerine baldızım
-“Bey efendi ne oldu sanki altı üstü üç tane portakal. İstiyorsan parasını verelim.?” Deyince adam daha da kızdı
-“Bak bak orospuya bak hem hırsızlık yapıyor başkasının malını izinsiz alıyor hem de ukalık yapıyor.” Baldızıma yapılan hakaret karşısında iyice kızmıştım
-“Ne diyorsunuz siz ya ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?” diye adamın üzerine atıldım. Atılmamla birlikte tam suratıma gözümün üstüne okkalı bir yumruk yemem bir oldu. Yumruğun tesiriyle sendeleyerek düştüm. Bu arada karım ve baldızımda bağırarak adamlara saldırmaya başladılar. Adamlar birer tokatta onlara atınca ben yeniden yerimden fırlayarak en yakınımda olan adama şiddetli bir kafa attım adamın burnu kanamıştı. İşte felaketin başlanğıcı da bu hareket oldu. Adam öküz gibi böğürerek
-“Burnumu kırdı orospu çocuğu” diye üzerime saldırdı Artık ikisi birden nereme denk gelirlerse orama vuruyorlar dı. Arada bir yerlerinden kalkarak çığlıklar içinde
-“Bırakın onu!” diyerek yanımıza gelen karımla baldızıma da birer tokat atıp küfürler ederek beni dövmeye devam ediyorlardı. Artık yerimden kalkacak halim kalmamıştı. Karım ve baldızım yalvarıyor
-“Bırakın bizi.” diye ama adam hala
-“Orospu çocuğu bunumu kırdı.” diye homurdanıyordu.
Sonra cebinden bir bıçak çıkardı
-“Ne diyorsunuz lan şimdi sizin üçünüzü de burada keşeyim mi? Sonrada cesetlerinizi nehre atsam kim duyacak lan?” diye bağırmaya başladı hem karım hem baldızım hem de ben oldukça korkmuştuk adamlara yalvarmaya özür dilemeye başladık. Adam hala homurdanıyor
-“Geç kaldınız lan ibneler bunu hırsızlık yapmadan burnumu kırmadan düşünecektiniz” diye gülüyorlardı. Sonra elinde bıçak olan adam Karımla baldızıma dönerek
-“Kalkın lan orospular şu sikilmiş kocanızı da alarak binin arabaya.” diyerek arabaya binmemizi söylediler. Sonay ve Derya birer koluma girerek beni arabanın arka koltuğuna bindirdiler ikisi de yanıma oturmuştu. Adamlar arabayı çalıştırıp daha içlerdeki iki katlı beton bir binanın ününde durdular. Binanın her yerinde portakal kasaları vardı. Bana sen burada bekle sakın sesini çıkarayım deme. Eğer gıkını çıkarırsan yemin ediyorum üçünüzü de keserim.” deyip karımla baldızımı zorla binanın içine soktu. İçeri giderken kimseye Haber vermeyelim diye üçümüzün cep telefonunu da almayı ihmal etmemişlerdi.
Yediğim dayaklardan ve korkudan kımıldar halim kalmamıştı. Zorda olsa yerimden kalkıp içeriyi görebilecek bir pencere bulmaya çalıştım tutunarak pencereye yaklaştım. İçerden hıçkırık, ağlama ve şap şap sesleri gelince,
-‘Ne oluyor?’ diye, pencereden içeriye baktım. Gördüklerim karşısında şok oldum! İçerde sadece 2 kadın vardı, Baldızım ve karım. İkisinin de ağlamaktan gözleri şişmiş bir haldeydiler. Halil Baldızımı, Cemal de karımı, elma kasalarının üstünde domaltmışlar, hem sikiyorlardı, hem de ellerinde Kameralı Cep ele fonlarıyla kaydediyorlardı! Öylece dondum kaldım, kıpırdayamıyordum. Kan Beynime sıçramıştı, içeriye dalıp ikisini de öldürmeyi düşünüyordum. Tam o esnada arkamda birisinin olduğunu hissettim. Dönüp bakacaktım kim diye, ağzıma elini kapayarak, boğazıma bıçağı dayadı ve
– “Şşşşşt, sesini çıkarma!” dedi. Bu Halil in oğlu Musa idi.
– “Sesini çıkarırsan keserim! Babam sanırım içerde karını sikiyor?” diyerek pencereden baktı
-“Diğeri kim?” dedi ben güçlükle
-“Baldızım.” dedim O
– “Ooooo, Cemal amcada Baldızını sikiyormuş ya!” dedi. Halil’in oğlu Pencereden bakarken ben sadece içerde geçen konuşmaları duyabiliyordum. Halil Karımla Baldızıma,
– “Orospular sizi, zorla da olsa sikerim dedim, değil mi!” diyordu. Cemal de,
– “Sekilmez mi abi şu karılar! Nasıl, dediğim kadar varmış değil mi? İstersen değişelim, birde bunun tadına bak!” dedi. Halil de,
– “İdare eder, şu orospuyu bir dölleyim de, bakarız…” dedi. Cemal,
– “Aman sakatlık olmazın, ben dışına akıtacağım!” dedi ve hayvan gibi böğürmeye başladı, Pezevenk galiba boşalmak üzereydi…
Musa elini yarağıma atıp yokladıktan sonra,
– “Bak bak, amcam Cemalin yarağı seninkinden ne kadar büyük!” diyerek kafamı pencereye yanaştırdı. Pencere den baktığımda, Cemal karımın götünün üstüne boşalmış, yarağını karımın kalçalarına sürtüyordu. Pantolonunu çekip toparlanırken, karım da kendini yere attı. Halil ise hala Baldızımı sikiyordu. Baldızım,
– “Yeter artık, Eniştem dışarda bırakın bizi!” dedi. Halil de,
– “Olursa olsun ondan mı korkacağız!” diyerek ve hayvan gibi hırlayarak Baldızımın üstüne abandı kaldı. Az bekleyip,
– “Cemal sen dışarda bekle, kimse gelmesin!” dedi ve toparlandı. Baldızıma da elindeki Cep telefonunu göstererek,
– “Yarın devam ederiz artık, yoksa bu görüntüleri herkes görür! Yarın ikinizi de de tekrar sikeceğim!” dedi karım
-“Ailemiz bekliyor ne olur bırakın hem Portakalların karşılığında aldınız gitmezsek merak edip polise haber verirler ne olur bırakın kimseye bir şey söylemeyiz.” diye yalvarmaya başladı. Halil biraz düşündü
-“Gelin lan buraya orospular.” diyerek karımla baldızımın yanına gitti Cebinden bir bıçak çıkardı yerde duran telefonları göstererek
-“Söyle bakalım hangisi senin telefonun? diye sordu. Sonra karının gösterdiği telefonu verip.
-“Bana bak orospu şimdi aileni arıyorsun ve bir işiniz çıktığını birkaç gün sonra geleceğinizi merak etmemelerini söylüyorsun eğer bir terslik olursa öldürürüm seni.” diyerek bıçağı gırtlağına dayadı ve hafif bir itme ile karımın canını yaktı. Karım korkudan tir tir titriyordu. Biraz sakinleştikten sonra Halil’in verdiği telefonla annesini aradı bir işleri çıktığını birkaç gün gecikeceklerini kardeşi Derya’nın da kendi yanlarında olduğunu söyledi. Annesinin soru sormasına fırsat vermeden sonra ararım anneciğim diyerek kapattı. Halil
-“Ah aferin işte böyle akıllı orospular olun şimdi uslu uslu durun yarın yine geleceğiz. diyerek çıktı.

Ben şaşkın haldeydim, ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Musa elini ağzımdan çekip, kolumdan sürükleyerek tenha bir yere doğru yürüdük. Bana elindeki bıçağı göstererek,
– “Eee, ne yapmayı düşünüyorsun?” dedi. Ben de,
– “Hepinizi öldürecem!” dedim.
– “Öldürecen ha? Geçen sene babam yine aynı yerde 30 yaşlarında bir kadını zorla bağırta bağırta sikti. Kadın gitmiş kocasına anlatmış. Ertesi gün kocası geldi, o da senin gibi hepimizi öldürecekti güya, daha elini kaldıramadan kafasına odunu yedi. Kendine geldiğinde, elleri bağlı bir şekilde, karısının sikildiği yerde babam onu götünden sikiyordu. Karısı da karşısında ağlayarak kocasının sikilmesini seyretti. Babamdan sonra, bizim elemanlarla, 8-10 kişi daha siktik adamı, götünü boruya çevirdik! Adam sonra karısıyla birlikte memleketi terk etti. Yani diyeceğim şu: Öyle, asarım keserim diye düşünmeyeceksin, görmezlikten geleceksin. Yoksa seni de Baldızının ve karının önünde sikeriz, ibne yaparız! Hadi şimdi git onların yanına!” diyerek gitti.
Bende içeri girdikten sonra üzerimizden kapıyı kilitlemeyi de ihmal etmedi. Elbette sersem gibi olmuştum, ne yapacağımı bilemez haldeydim. İçeri girdiğimde Baldızımın ve karımın yüzleri kıpkırmızı, kafaları öndeydi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Hepimizde yorgunduk ve yapacak bir şeyimiz yoktu ışıklar sönüktü, Baldızım bir köşeye kıvrılmış uyuyordu. Az ireliye de, karım uyumuştu. Bende yanlarına. Yattım ama uyuyamadım. Baldızım sayıklıyordu,
– “Cemal yapma! Ablamın yanında olmaz!” Uyumak istememe rağmen bir türlü uyuyamıyordum.
Bir müddet sonra bir araba sesi duydum. Araba bize doğru yaklaşıyordu. Araba durarak motorlarını istop ettirdi. Arabadan inenler sanrım bize doğru geliyorlardı. İçimi yeniden bir korku kaplamıştı. Kulak kabartım evet odanın kapısı açılıyordu birden ışıklar yandı. Gelen Musa’ydı yanında da iki tane de arkadaşı vardı. Ellerindeki rakı şişesi nerdeyse yarıya inmişti Sarhoştular ve ayakta durur halleri yoktu.
-Kalkın lan yattınız mı hemen tavuk gibi amına koduklarım kalkın eğlenmeye geldik biz. diye bağrdı. Gürültüye karımla baldızımda uyanmış korkuyla bir köşeye sinmişlerdi Musa
-“Gelin lan buraya kaltaklar.” diye sert bir sesle” bağırdı. Karımla baldızım istemeye istmeye adamların yanına gitti. Adam cep telefonunu çıkararak bir müzik açtı
-“Hadi lan oynayın bakalım eğlendirin bizi.” diye söylendi. Sonay’la Derya oynamak istemeyince
-“Lan bana bakın kızdırmayın kafamı sizi gebertir dayak manyağı yaparım.” diyerek suratlarına okkalı bir tokat attı. Tokatın etkisiyle ikisi de yere düştü korkudan ağlıyorlar bense hiç bir şey yapamayarak çaresizce bakıyordum. Üçü birden Sonay ile Derya’nın yanlarına giderek ellerindeki şişelerden zorla içirdiler ve karımla baldızım istemeye istemeye müziğin ritmine ayak uydurup oynamaya başladılar onlar kalçalarını sallarken odadaki Musa ve arkadaşları karımla baldızımın açılan baldırlarına savrulan eteklerine bakıp
-“Oohhh ohhh yandan yavrum yandan.” diye tempo tutuyorlardı.
Musa birden Karımı kollarından çekerek yanlarına aldı
-“Yeter bu kadar gelin bakalım şimdi sikiş zamanı.” dedi. Karıma elleriyle içki içiriyorlar ellerini omuzuna atıyorlar gögüslerini elliyorlar, bir elini Karımın bacaklarının arasına sokarak amını yokluyordu. Karım iyice kendinden geçmiş adeta onlara kendini teslim etmişti. Sonra Karımı yerdeki hazırın üzerine alarak hepsi bir yerlerinden yalıyor emiyor hatta ısıryorlardı. Karım ısırıldıkça veya vücudunun çeşitli bölgeleri morartılana kadar emildikçe korkunç çığlıklar atıyor odayı inletiyordu. Bir tanesi Karımın ağzına yarağı vermiş köküne kadar sokuyordu. Nefes almasını engellemek için bir eliyle de burnunu kapatıyordu. Karım nefes alamıyor böğürüyor. Gözlerinden yaşlar geliyordu ama çaresiz adamın yarağın da yalamaya devam ediyordu. Adamlardan diğeri Karımın bacaklarını ayırmış amına kafasını gömerek deliler gibi yalıyordu. Karımın gizemli vücudu üç kişiye teslim olmuştu. Karım onların altında deliler gibi çığlıklar atıyor. Bir kuş gibi kanatlarını çırpıyor ama nafile hiç bir şey yapamıyordu. Adamlardan bir tanesi en alta yatarak karımı üstüne almış, götüne sokuyor, bir diğeri ise üstten amına aynı anda sokuyorlardı. Son kişi ise ağzına sokup çıkartıyordu. Aynı anda Karım üç yarağı bir arada yiyordu. Değişik değişik hepsi yer değiştiriyorlar, Karımı adeta parçalıyorlardı. Hepsi boşalma zamanı geldiğinde karımın ağzını doldurmuşlardı.. Karım istemeden sikildiği için utancından yüzümüze bile bakamıyordu. Adamlar benim ve baldızımın yanında karımı hayvan gibi sikmişlerdi karımın artık dayanacak hali kalmamıştı ne amı ne de götü kalmıştı o gece sikilmedik. Adamlar belli ki doyamamışlardı Yeniden ellerindeki şişelerden rakı içmeye başladılar
Derya Korkudan suratı bembeyaz bir köşede sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Musa Derya’ya dönerek
-“Gel bakalım güzelim şimdi sıra sende.” diye yanına çağırdı Derya yerinden kımıldamayınca Musa Derya’nın yanına giderek suratına okkalı bir tokat attı
-“Orospu akıllı bir kız olacaksın ve dediklerimiz yapacaksın anladın mı?” diye bağırdı.
-“İtiraz edersen üçünüzü de gebertiriz.”
Derya kaderine boyun eğmişti. Koltukta büzülmüş oturuyor ve sessizce hıçkırarak ağlıyordu. Musa bana dönerek
– “Bak bayım bu gece olanları hiç unutamayacaksın senin gözlerinin önünde karını siktik şimdi ise baldızını sikeceğiz hep birlikte sende seyredeceksin.” Bu arada durmadan içiyorlardı.
-“Her şey sırayla.” dedi Musa. Derya’nın yedi tokattan ağzı kanamaya başladı. Musa ve iri olan Bahadır ayağa kalktılar yatak odasından bir sünger getirerek yere bıraktılar. Derya’yı yatağa yatırarak önce ellerini iki köşeden sonra bacaklarını yırtarcasına ayırarak köşelerden bağladılar Derya’nın güzel amı tabak gibi ortaydı. Soymaya başladılar şimdi hepimiz çırıl çıplak idik. Garip bir şekilde yarağım kalkmaya başlamıştı. Musa
– “Bahadır git bak bakalım buzdolabında neler var “Dedi. Bahadır koşarak gitti ve elinde kocaman bir patlıcan ve uzun bir pırasa ile döndü. Baldızımın altına bir yastık koydular. Bu arada Bahadır’ın yarağı dikkatimi çekti inanılmaz kalın kıllı ve çirkindi ve leş gibi ter kokuyordu. Musa seyrediyor ve yarağını sıvazlıyordu.
– “Durun bakalım hemen sikmek yok ben önce patlıcanı yerleştireyim sonra yarağın” dedi. Patlıcanı eline aldı ucunu tükürükledi çok kalındı baldızım asla alamaz diye düşünürken tamamını tek kerede amının içine soktu. Derya zıpladı gözlerinden yaşlar geliyordu. Patlıcanı sokup çıkarmaya başladı Derya kıvranıyordu Musa bana bakıp
– “Sende soktun mu hiç karına böyle” dedi. Patlıcanı sapına kadar sokup
– “Şimdide şu pırasayı verin bakıyım “Dedi. Pırasa çok uzundu Derya’nın altındaki yastığı biraz düzeltiler götü iyice ortaya çıkmıştı Bahadır iki parmağını götüne soktu biraz tükürükledi ve sokmaya devam etti. Elini çekti ve boşalan yere Musa yavaşça pırasayı ittirmeye başladı amı patlıcanla dolu olduğu için zor giriyordu. Derya herhalde kendinden geçmişti veya gözleri kapalı kıvranıyordu. 50 cmlik pırasanın neredeyse tamamı baldızımın götüne girmişti. Musa pırasayı sokup çıkarmaya başladı. Bahadır sa patlıcanı çıkardı ve boşalan yere iğrenç yarağını yerleştirdi ve deli gibi gidip gelmeye başladı hemen boşaldı. Onun boşalan yere ufaklık geçti ve daha sokamadan boşaldı. Pırasa götünde iken Derya bana çok cazip geldi. Bu arada Musa yarağını iyice tükürükleyerek pırasanın olduğu göt deliğine yöneldi. Pırasanın olduğu göt deliğine o koca kıllı yarağını soktu. Baldızım acıdan kıvranıyordu ama yapacak bir şey yoktu. Musa da titreyerek boşaldı. Bu arada gözleri bana takıldı
-“Hişt ibne ne dersin baldızını sende sikmek ister misin? diye beni çağırıyordu. Hem baldızım hem ben ikimiz birden
-“Hayır olmazzzz!” diye bağırmıştık Musa
-“Ne demek lan olmaz burada benim emirlerime uyulması gerektiğini hala anlayamadınız mı amına koduklarım.” diye okkalı bir küfür savurdu yanındakilere dönerek
-“Getirin lan şu ibneyi.” dedi Baldızımın saçlarından tutarak sürükleyerek kaldırdı ve zorla yarağımı baldızımın ağzına soktu. Derya’nın hareketsiz duran başını bir yandan elleriyle ittiriyor bir yandan da
-“Yala lan orospu sikeceğim şimdi ağzını.” diye küfürler ediyordu. Ben Derya’nın bir iki hamlesi ile yarağım hemen kazık gibi olmuş bu durumdan nefret etmiştim. Bu durum karşısında adamlar gülmeye başladı
-“İbneye bak birde istemem yan cebime koy ayaklarına yatıyor.” Dediler diğer ikisi tekrar siklerini kaldırmışlardı. Derya’nın ağzında benim yarağım olduğu halde amına ve göğüslerine yöneldiler hayvanlar gibi baldızımın göğüslerini amını yoğuruyorlar adeta vücudunda morartmadık ısırılmadık yer bırakmıyorlardı. Derya’nın çığlıklar içinde ağlaması onlara garip bir zevk veriyordu. Derya’yı sırt üstü yatırıp benim onu sikmemi istediler iki kişi elleriyle Derya’nın bacaklarını açtı bende çaresiz artık iyice açılan tabak gibi ama yarağımı sokarak gidip gelmeye başladım ben gidip geldikçe adamlar çığlıklar atıyor adeta kendileri sikiyormuş gibi seviniyorlardı. Daha fazla dayanamadım ve sarsılarak baldızımın amına boşaldım. Bu sırada Karım Sonay dikkatimi çekti odanın köşesinde kıvrılmış yatıyordu üstü leş gibi idi tükürük ve heriflerin dölleri her yerinden taşmıştı. İkisi de ayağa kalktılar karımın yanına doğru gitmeye başladılar. Karım yeniden ağlamaya başlamıştı.
Musa karımın ağlamalarına aldırmayarak yarağını Sonay’ın ağzına soktu Bahadır ise deliler gibi Sonay’ın amını yalamaya başladı. Yarakları kalkmaya başlamış damarları çatlayacak gibi olmuştu. Musa yatağa sırt üstü yattı yarağını yavaşça Sonay’ın ıslak amına soktu bu arada Bahadırda Sonay’ı omuzlarından bastırarak Musa’nın üstüne yatırdı. Sonay’ın amı götü iyice ortaya çıkmıştı parlıyordu. Musa sert bir şekilde sikmeye devam ediyordu o ıslak ama giren yarak müthiş gözüküyordu. Bu sırada Bahadır da yarağını aynı deliğe dayadı karımın amını zorluyordu. Sonay kıvranıyordu acıdan daha kafası bile girmemişti. Sonra Bahadır birden yüklendi karımın üstüne o koca yarak Musa’nın yarağına sürtüne sürtüne o daracık ama girmişti. Şimdi karımın amında hem Musa’nın hem de Bahadır’ın yarakları vardı. İki yarak birden karımın amında hareket etmeye başladılar. Sonay deliler gibi çığlık atıyordu. Belli ki çok canı yanıyordu ama zevkte almaya başlamıştı kasılmalarından belli oluyordu. Herifler çılgın gibi girip çıkıyorlardı. Görüntü muhteşemdi iki yarak aynı delikte karım çığlık çığlığa kasılarak boşalmaya başladı. Heriflerde karımın içine boşalıyorlardı, karımın amından hafif bir kan akıyordu vakit gece yarısını çoktan geçmiş Ne Musa ve arkadaşlarında nede karımla baldızımda kımıldayacak hal kalmamıştı. Musa arkadaşlarına dönerek
-“Ne dersiniz beyler doydunuz mu gidelim mi artık? diye sorduğunda içlerinde en küçük olanı yani Bahadır
-“Ya abi gitmeden ben şu orospuyu bir daha sikmek işitiyorum.” baldızım Derya’yı gösteriyordu
Derya
-“Allah kahretsin gene mi yeter artık diye bağırdı” Bunu yapmaktan nefret ediyordu yine de çırılçıplak ve titreyerek adamların önünde durdu. Adam
– “Fermuarımızı aç” dedi Derya başka çaresi olmadığını düşünerek, adamların Koca siklerini külotlarından dışarı çıkardı. Bir tanesi çok çok kalındı az önce yemiş olmazına rağmen eğer amıma sokamaya çalışırsa bir taraflarımı yırtılacağından kortu. Birden
– “Onun yarağını eline al, benimkin de ağzına” dedi Bahadır.
– “Ve iyi bir fahişe ol!!!” diye emrine devam etti. Derya çaresiz az önce yaptığı gibi itaat edip diz çöktü. Şimdi dizlerinin üzerindeydi, ağzında koca bir yarak, elinde de ondan da azman bir yarak vardı. Koca yaraklı adam saçlarımdan tutup azgın yarağını küçük ağzına sokarken, Dudakları iyice gerilmiş, çenesi sızlıyordu. Adamlardan birisi kalkıp arkasına geçti. Ağzındaki koca yarağın yüzünden başımı çevirip arkaya bakamadığımdan, ne yapmaya hazırlandığını anlayamıyordu. Korkuyla beklerken kalın yarağını dar, nemli amına sokup, ileri geri pompalamaya başladı..
– “Şunu sırtüstü yatırın” dedi bir ses ve bacaklarıyla ellerinden kollarından tutarak oda ki süngerin üzerine sırtüstü yatırdılar. Bahadır, baldızımın bacaklarını ayırarak dizlerini, tombul memelerine değecek şekilde göğsüne bastırdı. Sonra dev gibi aletini yavaş yavaş amının içine kaydırdı. Çok kalındı ve Baldızım İtiraz etmeye kalkınca
– “Kapa çeneni orospu” dediler. Adamlardan ikisi Derya’nın yüzünün üzerine çömelmiş, tükürükleri ile ısladıkları yaraklarını sıvazlıyorlar, nemlenmiş uçlarındaki sıvı Baldızım yüzüne damlıyordu. Sonra sırasıyla bir o bir diğeri aletlerini ağzına sokup çıkarmaya başladılar. Bu arada Bahadır, Baldızımın amını yavaş yavaş pompalıyordu Derya alta çırpınmaya başlayınca
– “Kıpırdama ve sessiz ol orospu!” diye bağırdı. O arada baldızımın içindeki koca yarak boşalmasına neden olmuş. Zangır zangır titriyordu. Kendini sıkarak bunu gizlemeye çalıştı Fakat başarılı olmamıştı, vücudu kendisine ihanet ederek istemeden çırpınmıştı. Kendisine zevk verdiklerini hissettirmek istemiyordu ama, Onu siken Bahadır yarağını etrafındaki amın kasılmalarını hissederek herkese söylemişti. Aşağılandığını hissediyor utanç içinde zevkten kıvranıyordu. Yirmi dakika kadar sonra Bahadır da Baldızım amına boşaldı. Diğer ikisi de karımın ağzının içinde, ve memelerinin üzerinde olmak üzere faaliyete devam ediyorlardı. Derken onlarda boşaldı ve spermlerini, karımın ve baldızımın bütün vücuduna, memelerine, yüzüne, gözüne ve saçlarına fışkırtmaya başladılar. Zavallıların yüzünde adeta spermden kalın bir tabaka oluşmuştu. Göz çukurları bile spermle dolmuştu vücutları ısırık ve morluklarla doluydu. Nihayet işlerini bitirip gitmişler, Musa giderken de
-“Yerinizde olsam Hemen yatar dinlenirdim çünkü yarına daha çok işiniz var.” diye pis pis sırıtmışlardı.
Öğleye doğru tekrar gelen Musa’nın sesiyle uyandık bize yemek getirmişti. Yemeklerimizi yedik. Karımın ve baldızımın vücutlarındaki spermler kurumuş ciltlerini germeye başlamıştı. Vücutlarının her yeri hala yara bere içindeydi. Yemeklerimizi yedikten sonra
-“Gelin bakalım diye işaret etti.” üçümüzü birden üst katta bulunan banyoya soktu
-“Hadi bakalım hemen yıkanın burada bekliyorum.” diye tembihlemeyi de unutmamıştı. Üçümüz birden küçücük banyonun içinde yıkandık. Artık ne baldızım benden utanıyor nede ben ondan utanıyordum
Banyodan sonra Musa aşağı indiğimizde. Halil çoktan gelmişti salona bizleri görünce
-“O ooo gelin bakalım mis gibi olmuşunuz sıhhatler olsun.” dedi. Yanına vardığımızda Karımın ve baldızımın vücuduna bakarak
-“Oofffff oooff lan hayvan herifler ne yapmışınız böyle.” Musa başını öne eğerek
-“Arkadaşlar yaptı.” Dedi
Cebindeki kutudan birer tane hap çıkararak bizlere verdi,
– “Alın şunları yutun!” dedi. Bizler yutmak istemeyince
-“Siktirmeyin bana yine kendinizi canınız dayak istiyor yine herhâlde.” diye bağırdı
– “Ne Hapı o?” diye sordum Musa
– “Boş ver ne Hapı olduğunu, o hapı yutunca kendinizi daha iyi hissedeceksiniz, inan bana!” dedi. Baldızımla karım Hapları alıp yuttular. Çok geçmeden Hap etkisini gösterdi herhalde ki, Halil Baldızıma
-“Yere, süngerin üstüne sırtüstü uzanmasını ve eteğini beline kadar sıvayıp, bacaklarını açmasını.” söyledi. Baldızım ruh gibiydi, söyleneni hiç itirazsız aynen yaptı. Karıma da
-“Baldızımın bacak arasına doğru domalmasını ve amını yalamasını.” söyledi. Bunlar olurken Musa da yanımda yarağını çıkarmış sıvazlıyordu. Karım Baldızımın bacak arasına domalınca, Halil de karımın arkasına geçip eteğini beline sıvayıp, götüne bir iki tokat atıp, parmaklayarak,
– “Kardeşinin amını yala Orospu!” diye tekrarladı. Karım Baldızımın amını yalarken, Halil pantolonunu ve külotunu çıkardı. Halil’in yarak ta kocaman, kalın ve damarlı bir şeydi. Halil yarağını karımın amına ve götüne sürterken, amı yalanan Baldızım da kafasını sağa sola sallayıp inliyordu… Halil,
– “Çok karı siktim bu güne kadar, ama sizin gibisini görmedim! Kardeşini dün dölledim, bugün de seni dölleyecem Orospu!” deyip, yarağını karımın amına sert bir şekilde, tek hamlede soktu ve pompalamaya başladı. Musa kolumdan tutarak,
– “Hadi sende gelde de yakından bak!” dedi. Ben hemen,
– “Olmaz!” dedim.
– “Sen bilirsin…” deyip beni orada bırakıp gitti kadınların yanına. Artık daha fazla bakamadım ve olduğum yere oturdum. Bakmıyordum ama baldızımın ve karımın odada çınlayan zevk çığlıklarını duyabiliyordum. Bir süre sonra o zevk çığlıkları hafifledi. Sesler iyice kesilince Halil bana seslendi,
– “Serkan Gel buraya! Gel bak, karı nasıl sikilirmiş, nasıl döllenirmiş!” diye. Kalkıp yanlarına gittim. Baldızım dörtayak üzerine domalmış bir vaziyette Musa’nın yarağını yalarken, karım yere yüz üstü uzanmış,
– “Harikaydı…” diye mırıldanıyor, amından Halil’in dölleri akıyordu. Halil de kasanın üstüne oturmuş, bir sigara yakmış, yarağını mendille temizlemeye çalışıyordu. Ben resmen şoktaydım.
Musa Baldızımı sırtüstü yatırdı, bacaklarını ayırdı ve amına sokup sikmeye başladı. Bir ara Baldızımla göz göze geldik, Baldızım (Hapın da etkisiyle) zevkten uçmuş bir halde, Musa’yı kendine çekiyor, bacaklarını havaya kaldırıp Musa’nın amına girmesine yardım ediyordu. Baldızımı o vaziyette görünce, nedense yarağım taş gibi olmuştu. Karım da bu dünyada değildi sanki, domalıp,
– “Ben doymadım, yarak istiyorum daha!” deyince, ben Halile baktım, acaba karımı yeniden sikecek mi diye. Halil karımın yanına giderken bana ,
– “Hadi durma sende baldızını sik!” dedi. Hemen pantolonumu ve külotumu çıkarıp, baldızımın arkasına yanaştım ve götüne soktum Musa hala baldızımın amındaydı ve şu an baldızımı Musa ile birlikte aynı anda sikiyorduk. Baldızımın götü hemen sarmıştı yarağımı. Gördüklerim yüzünden olsa gerek, Baldızımın götüne 3-4 kere sokup çıkardıktan sonra hemen boşaldım ve çekildim…
Musa Baldızımın üstüne doğru çekince, onun da Baldızımın amına boşaldığını anladım. Musa Baldızımın üstünden çekilip ayağa kaltı, yarağı hala dimdikti, sonra karımı baldızım gibi gibi yere sırtüstü yatırıp, bacaklarını omzuna aldı ve karımı sikmeye koyuldu. Bu sefer Baldızım,
– “Ben de doymadım, yarak istiyorum!” diyerek beni yanına çağırdı. Ben Hap falan almadım ama, sanki ben de bu dünyada değildim, Baldızımı ikiletmeden yanına yanaştım. Baldızım yarı inik yarağımı aldı ağzına ve emerek kaldırdı. Sonra da kendimi baldızımı sikerken buldum. Ben Baldızımın amına pompalarken, baldızım,
– “Daha sert!” diye bağırıyordu. Baldızımın amına sokup çıkarırken, amından Musa’nın dölleri dışarı sızıyor, daha da heyecanlanıyordum. Baldızım inleyip titremeye başlayınca geldiğini hissetim. Ben de patladım ve bitkin bir durumda Baldızımın üzerine yığılıp kaldım. Musa hala karımı sikiyor, karım da,
– “Evet! Evet!” diye bağırıyordu. Galiba karım da gelmişti. Ben baldızımın üstünden kalkarken baldızımın yüzüne bakamıyordum. Ayağa kalktığımda, Halil Cep telefonuyla bizi çekiyordu. Sanırım ben baldızımı sikerken de kaydetmişti…

Halil yakarak hepimize birer sigara verdi. Bakın dedi birazdan sizleri bırakacağım ama sakın ola da burada yaşadıklarınızı tek bir kişiye anlatırsanız veya polise giderseniz yemin ediyorum sizleri vurdururum ve görüntülerinizi de internete yükletir tüm Dünyaya rezil ederim sizi diye tehditler savurdu. Artık kurtulacaktık bu cehennemden nihayetinde.
Halil tamam gideceksiniz ama gitmeden önce bir muhabbet daya yapalım diyerek artık etkisi geçmeye başlayan haplardan birer tane daha verdi Sonay’la Derya’ya
Bize birer duble Rakı içirdikten sonra, Baldızımla karımın yuttukları Haplar da etkisini göstermeye başlamıştı tekrardan. Musa karımın dudaklarına yapışıp elbiselerini parçalarcasına soydu. Halil de baldızımı soymuş, Baldızıma sakso çektiriyordu. Halil bana,
– “Serkan sen de soyun ve yanımıza gel!” dedi. Ben bir duble Rakı daha atıp, soyundum ve baldızımın yanına gittim. Halil altta, baldızımı kucağına almış, hoplatarak sikiyordu. Durdum biraz seyrettim. Yarağım kalkmıştı yine seyredenken. Halil,
– “Ben amından sikerken, sen de götten yap!” diyerek, baldızımı kollarından tutup kendine çekerek, baldızımın götünü domalttı. Arkasına yarağımı tükürükleyip baldızımın götüne zorladım. Baldızımın götü geceden beri kendini toparlamış olmazına rağmen akşamki sıkılığı kalmamıştı. Daha ilk hamlemle de kolayca ucu girdi. Hepsini sokmamla, Baldızım feryat etmeye başladı. Fakat 10 dakika sonra alışmıştı. Osuruklar eşliğinde Baldızımın götünü sikip boşaldım…
Karşıya baktım. Musa karımı domaltmış götten sikiyordu. Karım alışık olduğundan, Musa’nın yarağını zorlanmadan alıyordu götüne. Musa beni görünce,
-“Gel gel, sen de ağzına ver Orospu karının!” dedi. Yanlarına gidip karımın ağzına verdim inik yarağımı. Karım kudurmuş gibi yalayarak kaldırdı, sertleştirdi. 5 dakikaya kalmadan karımın ağzına boşaldım. Karım döllerimin çoğunu yuttu, bir kısmını da tükürerek çıkardı. Beşimizde bitmiştik ve kımıldayacak halimiz kalmamıştı.
-“Halil pek ala sanrım bu size iyi bir ders oldu. Gidip temizlenin şimdi ve ondan sonrada siktirip gidin. Bir daha da kimsenin malını izinsiz almayın elimizde görüntüleriniz olduğunu da unutmayın ve ona göre davranın.” diyerek çıkıp gitti. Musa Cep telefonlarımızı ve arabanın anahtarını getirerek verdi ve az sonra o da gitti. Nihayet kurtulmuştuk bu kabus dolu günden yukarı çıkarak Tekrar banyomuzu yapıp temizlenmeye çalıştık Karımın ve baldızımın vücudunun her yeri çürük ve morluklar içindeydi. Baldızım bir yandan ağlıyor bir yandan da
-“Ne yapacağım ben şimdi bunu nasıl açıklarım diye söyleniyordu.
Banyomuzu alal acele yaptık. Tekrar biri gelmeden bir an önce buradan ayrılmak istiyorduk. Hızla üzerimizi giyinerek arabaya bindik. Ancak bahçenin içerisinden çıkıp ana yola vardığımızda kurtulduğumuza inanmıştık. Hem karım Hem baldızım Arabada hıçkıra hıçkıra ağlıyor adamlara olmadık küfürler ediyorlardı. Ben
-“Kızlar çok üzgünüm koruyamadım sizi o yüzden özür dilerim.” diye söyleniyordum. Baldızım
-“Enişte senin ne suçun var sen ne yapabilirdin ki hepimiz o hayvanların dediğini harfiyen yapmadık mı asıl biz özür dileriz o hayvanların yaptığı şey hoşuma gitti ve orgazm oldum bu kahrolası vücuduma söz geçiremedim ve orgazm oldum aman tanrım ne kadar aşağılayıcı.” diye kendine kızıyordu. Karım
-“Bu böyle olmaz o orospu çocuklarının yaptıkları yanlarına kar kalmamalı hemen polise gidip şikayet edelim.” dedi. Baldızım hemen atıldı
-“Olmaz olmaz rezil oluruz sonra basına TV’lere çıkarız hiç kimsenin yüzüne bakamam lütfen abla.”
-“Ne yani şimdi hiç bir şey yapmadan evimize gidip onların elini kolunu sallayarak gezmesine göz mü yummalıyız?” diye söylendiğimde. Baldızım tekrar ağlamaya ve yalvarmaya başladı. Lütfen
-“Şikayet olmaz herkes duyarsa rezil olurum kocam boşar beni yaşayamam bir daha bu çevrede hepimiz rezil oluruz.” diye hem yalvarıyor hem de ağlıyordu. Karım
-“Tamam ağlama lütfen ağlama sen nasıl istersen öyle yaparız..” diye Baldızı sakinleştirmeye çalıştı. Ağlaması durmuştu arabayı Bir benzinliğin parkına çekerek biraz sakinleşmeye ve eve varınca söyleyeceklerimizi düşünmeye çalıştık. Kendimizce bir plan yapmıştık. Rezil olmamak adına şikâyet işinden vaz geçmiştik ve olanlar aramızda kalacaktı

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Genel içinde yayınlandı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir